Friedrich Nitzsche Ve Sanat

0
108
Friedrich Nitzsche Ve Sanat

 “Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu” isimli kitabında  Sanatı ve Felsefeyi Yunan Dramasını  baz  alarak derinden incelemiştir. İnsanın temeli hayal ve şarkılardan gelmektedir.  İnsan özgürleştikçe ve de kendisini aştıkça üst insan olur. Bunun için tek eylem Yaratmadır. Sanatın başlangıcı da kendini aşmakla yakinen ilgilidir. Nitzsche’nin anlattığı iki sanat Tanrısı vardır. Dionisos ve Apollon her ikisi de uyumu ve biçimi  simgelemektedir.  Dionisos müziğe odaklanır, uyumu temsil eder.  Apollon da heykel ile biçimi  simgeler. Bu iki tanrı Zeus Tanrı’nın oğullarıdır. Apollon; düzen, ölçü, aklı temsil etmektedir. Dionisos ; yıkım ve değişimi temsil etmektedir.    

 Bu çalışmayı yaparken kendi kendime şunu da düşündüm. Aslında her iki temsil başlı başına hayatı ve insanı resmediyor.  Olmazsa olmaz olan da bu düzen ile değişim, bütünleşme ile yıkımın kendisidir. Bir taraf  düşünce dünyamıza hitap ederken öte taraf duygu zenginliğine işaret eder.

 Varoluş süreci de bu değil midir ?

 Tragedya’ nın Doğuşu ile aslında varoluşun da meydana geldiğini ifade edebiliriz. Zaten Varoluş Felsefesi ve  Psiko dinamik öğretinin Nietzsche Felsefesinden etkilendiğini biliyoruz.   Jean Paul Sartre ve Sigmund Freud  kendilerinden önceki Nietzsche düşüncesinden beslenmişlerdir.

Olimposlu Tanrılar, Titanların egemenliğini yıkmıştı. Canavarları yok etmiş, kendi krallıklarını kurmuşlardı. Yanılsamaların karşısına koyduğumuz yanılsama olmamakla nitelediğimiz biricik dünyadır.

Filozofumuzun eserlerinin birbiriyle doğru orantılı olduğunu görüyoruz. Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde Üstinsanın özelliklerinden bahseden Nitzsche insanla üst insanın ayrımını şöyle yapar;  ‘’ size üstinsanı öğretiyorum . insan aşılması gereken bir şeydir . onu aşmak için siz neler yaptınız

Şimdiye dek tüm varlıklar kendilerinden üstün bir şey yarattılar ama siz insanı aşmak yerine hayvana geri dönmek mi istiyorsunuz

Maymun nedir ki insanın gözünde bir kahkaha ya da acı verici bir utanç … Üst insan yeryüzünün anlamıdır yalvarıyorum kardeşlerim yeryüzüne sadık kalın…Yaşamın bizatihi kendisini aşağılamayın…’’

Sanat da üstinsan ile yakından ilgilidir, çünkü üst insan kendini aşmakla başlar yeryüzünü sahiplenir ve yeniden var eder kısacası yaratır. Sanat da böylesi bir yaratmadır. Yüce kişi güzelliği görüp güzelliği yaşamalıdır. Sanat da güzelin biçimin uyumun adı değil midir ,   sevgili okurlarımız ?

Üst insan aynı zamanda iradeli ve özgür olandır. Sanat da özgür olmadan yapılamaz. Özgürlük kadar da özgünlük de önemlidir. Nedir özgünlük; Kişiyi başka bir kişiden ayırt edebilmektir. Kendi oluş olmaktır. Birbirine benzememenin diğer adıdır.  Bir tabloya baktığımız zaman kime ait olduğunun farkına varabiliyorsak,  işte o zaman özgünlükten bahsetmiş oluyoruz.

Ortaçağın kilise yapılanmasına dogmatik öğretilerine başkaldıran filozofumuzda asıl problemin insan olduğunu anlıyoruz.  İnsan üstinsan olmak için bir köprü vazifesi durumunda; sanat da üstinsan olmak için olmazsa olmaz en önemli vasıta…Sanatçılara da bir anlamda üstinsan denilir ki yepyeni yaratımlar içindedirler.

Böylesi şahsiyetler 19. Yüzyıldaki eserleriyle bizlere anlatan değerleri tekrardan kuran değerler düşünürü Friedrich Nietzsche Tanrı öldü derken aslında Ortaçağın kilise Tanrısı’nın öldüğünden bahseder. Onun için Tanrı doğanın yeryüzünün ta kendisidir. Sanat aracılığıyla yeryüzüne vefalı olunması gerektiğini anlıyoruz. Ne dersiniz tabiatı en iyi hisseden sanatkar ruhlardır değil mi ?

Sanatla sevgiyle …