Farz et ki, uzak bir yerde yaşıyoruz.
Sadece insan olduğumuz için yaşıyoruz.
İyilik için yaşıyoruz.
Geleceğin kaygısı, paranın icadı olmadan.
Savaşacak gerçekler olmadan.
Kalıplaşmış rollerimizden uzak, çıplak bir yüzle yaşıyoruz.
Varsay ki Mars olmasın burası, Dünya zaten değil.
Kendimize ait bir gezegenin bilinmedik bir köşesi olsun.
Adadan hallice olsun.
Kimsenin ardımızdan konuşmadığı bir diyar,
Gülmek için çocuklaşmayı, ağlamak için yağmuru beklemediğimiz bir yer olsun.
Sadece bir yer olsun işte.
Okyanusun baş döndüren kokusu kaplasın her yanı.
Ya da yeşilliklerin huzur dolu manzarası.
Tepelerinde birbirleriyle sohbette kuşlar olsun.
Böyle masalımsı bir yer olsun.
Yanımızda bir fincan kahve, bir sıcak el olsun kafi.
Bendeki kansızlığı ısıtsın yeterli.
Farzet ki böyle yaşıyoruz.
İyiye dair ufak tefek şeyler için.
Mutluluğun anlamını burda bulduğumuz için yaşıyoruz.
Nerede mutluysak oraya aitmişiz gibi.
Giderken sağda, dönerken solda demediğimiz,
Adını mutlulukla tarif ettiğimiz bir yer.
Farz ettin mi ? Edebildin mi?
Rüya gibi bir hayaldi diyorsun içinden değil mi?
Ve uyanmak acı veriyor şimdi.
Her zaman verdiği gibi.
Sanki bitkisel hayattan uyanıp geri uyumak zorundaymışsın gibi.
Farz edebildin mi??