Esaskız & Künyesiz Piyade

0
120
Esaskız & Künyesiz Piyade

Akrep yelkovanla ana düşünce, akılda kurulur hayal sahnesi… Ve perde!  Bir ruh bir bedende ölür mü? Sual bu olsa gerek, Esaskız, ilk sahnede görülse…

Başlamaksa bitirmenin yarısı, devam ediyor işte hikâye… Bir tebessüm ve bir merhabayla değişti dünya. Yazıldı, yazılmak istendi en güzel sözcükleri kelamın. Parçalar kelimelerinle birleşince yaşamak neymiş anladı, o künyesiz piyade… Bir şiir döküldü dudaklarından az zaman sonra, beklenmeyen misafire.

Ben öldüm! Şimdi kalan yok. Yaşamaksa sessizlik konuşuyorum o zaman. Kaç cümle varlığımı sarıyor, kaç solukta kayboluyor şu zaman. Dünyada işim bitmedi… Ahiret mi? Zor, yaman. Ben dünyalık âdem! Ne yasak meyvesini yedim geldim. Ne de aşkıyla kavruldum. Bu zillet içinde o Havva’ya tutundum.

Şimdi her şey güzeldi, kelimeler özel. Telefonun öte yanında sesi duyuldu sonra… Düğümlendi boğaz, kayboldu cesaret, satırlar sustu, dudaklar acz içinde. Sana bir hâl anlatmak gerek Esaskız dedi. Bu sessizlik bozulmalı. Belki sevgi sözleri değil ilk cümlelerde… Basit, günümüz kadar, günümüz insanları kadar sığ olmalı biraz belki de. Neden zorlamalı inceliklerle, neden süslemeli, birkaç dörtlük değil mi neticede. Bugün olmasınlar, bugün sussunlar. Çünkü akıl düşleriyle mahpus, künyesiz piyade sol yanıyla.

Ne kadar büyüleyiciydi oysa öyle sanmıştı künyesiz piyade. Garibim! Nerden bilebilirdi. Bir gün ortasında hiç başlanmamış bir öykünün bitebileceğini. Göğsüne sığmayan bir vurgunla oturduğu sandalyede öylece dona kaldı. Anlam veremiyor, aklı sancıyan yüreği ile cevabı olmayan bir duvar arasında gidip gelirken, yanaklarını ıslatıyordu o acı yüklü yeşil gözleri. Kalbi sığmıyordu bedenine, ağrısız acıyı tadıyor. İlk defa böyle derinden anlayarak kaybediyordu içinde bir şeyleri. Bir bakışla büyütüp, tek kelamla gidişini düşünürken…

Gel zaman git zaman sonra… Onuda bir parçasında hazmettiği kalbi tamda rahatladı diye düşünürken… Bir daha karşısındaydı, satırların ucunda. Sonu olmayan karmaşık düşüncelerinde boğulduğunu söyleyen, kendine kendiyle çözüm üreten Esaskız. Ucu açık cümlelerle, yarım yamalak onardığı bir kalbi avutmaya çalışıyordu fikrince. Künyesiz piyade kimdi ki, duygu hamalı, kaybedilmiş aşklar kervanındaki herhangi bir yolcu mu? Sustu! Bir süre konuşmadı. Neden diyemedi. Çünkü kendince bir cevap bulmuştu Esaskız. Böylece bir süre konuşmadan görüştüler. Künyesiz piyade Esas kızı bekliyor, ara sıra satırlarda buluşuyor. Ara sıra da iki kelam edip köşesinde özlüyordu. Ta ki Esaskız yine kendi hayal gücüyle kurduğu bir dünya da kaybolup sessizce çekip gidinceye değin…

En zoru nedir siz bilirsiniz dedi künyesiz piyade dostlarına. Cevapsız, konuşma olmadan, duymadan son bir kez. Sadece susarak onu; ona; onsuz anlatmak, kendi satırlarınızla ulaşma sevdası belki, anlamsızca sürekli giden birisine.

“Sonrası olmayacak Esaskız güle güle” dedi ve çekildi künyesiz piyade…

Seçilmiş aciz sözcükleriyle devam etti sonra, tüm garip âşıklar gibi acziyetini dillendirmeye… Anlık gelgitleriyle ruhunun… Bazen ismini arıyor, bazen boşluğu doldurma çabasında. Görüp ulaşamadığı, tam oraya uygun varlığa.

Kendi dünyasında bir hayat onunkisi. Kim mi o; Esaskız diye bir niteliğe kavuşuyor künyesiz piyadeyle… Bir vedanın ardından anlatmaya devam ediyor sonra… Yalnız, biçare hayatın. Odasında otururken her gün, her günün içinde her saat, her an olduğu gibi aklında canlanıyor, karşısındaymış gibi… Alıyor kalemi kâğıdı eline, yazmaya başlıyor. Esaskız! Kaçak sevdam diye…

Gidişinin boşluğunda kalışı var acının. Güzel olan ne varsa niteliğini kaybediyor bu gidişle… Ara sıra tebessümler sığdırıp anlara, merhem deniyor merhemler içinde, yokluğunla büyüttüğün yalnızlığına.

Alkolik olsa şişelerinde kaybolur. Bağımlı olsa dumanında boğulurdu hayatın. Alışmaya çalışıyor künyesiz kalmış varlığına ruhunun. Bir fırtınada kalmış takanın akıbeti neyse içten dışa bir hükmediş serkeş bedeninde.

Koskoca İstanbul’da kaybolmuş bir beden ve oradan oraya taşıdığı bir hiçlik. Neden diyor yine neden, her zaman olduğu gibi kendisine… Nedene bir sende tanım yok. Çünkü sen ne bir neden ne de bir sonuç. Evet! Sen bir oluş, varoluşta bir vücut buluş… Bir ruhla ebediyette kaybolan değil, nadir varlıklar gibi hayatta anlam buluş…

Künyesiz piyade, bilinmeyen bir zamanın olmadık bir anında, Esaskız’ın sözcükleriyle bütün ağırlığından kurtuluyor ruhunun. Lakin şimdi anlamak, anlatmak derdinde… Bitmiyor içinde büyüttüğü hikâye… Yeni bir kelimeye daha… Anlamında kavuşmuş cümleler büyütmek istiyor, Esaskız’ın varlığıyla.

Biraz sonra sessizliği bozuyor Esaskız… En derin en sade en anlamlı kelimelerle… Künyesiz piyadeyse başka âlemde; özlediği, aradığı… Beklediği o anlamla olmasa da, kalbinde büyüttüğü bir dünyanın seyrinde.

Sormuştu işte, neden diye neden ben diye. Öylece kaldı şuuru. İnsandı neticede, İki dünyası vardı; kalp ve akıl; hangisindeydi o cevap onu öğrenebilseydi, nasıl? Kalbiyle söylese kelimeler manasız, aklıyla söylese ruhuyla tutarsız. Kayboldu! Bir yol gösterilmeli yoksa Esaskız’a ulaşması imkânsız.

Usulünce cevaplanması ne mümkün, öylece düşmüştü kalbine… Cevap vermeliydi, saçmaladı ilk cümlelerinde… Doğru düşünmek bir yana dursun, doğru sözcük var mıydı? Damdan düşercesine bir anda olmuştu her şey ve o bir anın hesabıyla geçirilmişti bunca zaman.

O kıymetli zaman bitiyor ve gidiyordu, yüzünde o güzel tebessümüyle. Bekledi, bekledi, bekledi künyesiz piyade. O anlıkta olsa ne zordu ayrılık… Gitme, kal biraz daha diyemedi.

Yolculuk başladı. Yüreği hafif, aklı sallantıda, ah şu garip! Ayakları nereye götürse oraya gidecek. Beklenti içinde lakin beklentiye cevap verecek bir kalp yok. İçinde büyüttüğü onun varlığı dışında.

 

    

PAYLAŞ
Önceki İçerikTiyatro Gülgeç (Çocuklar İçin Kukla Tiyatrosu)
Sonraki İçerikHangi Rötar?
Ziya Keyif
Yazmaya ilkokulda başladım. Hocamın da devam etmem yönündeki telkinleriyle de sürdürdüm. Şiir, öykü, deneme ve şarkılar gibi yazının her alanına el attım. Tiyatro ve Şan eğitimi aldım. Radyo TV Yayıncılığını bitirdim. Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünü bıraktım. Şuan ilk defa roman yazmayı deniyorum. Ayrıca yarım kalmış müzikalim ve bir kaç senaryo üzerinde çalışıyorum.