Edebiyat bir düşünce aktarma biçimidir. Önce zihinde başlar.
Edebi eserler meydana getirmek için öncelikle zihinde bilgi depolaması yapılır. Zihin sürekli kaydeder. Yaşantılar, sevdiklerimiz, özlem duyduklarımız ve hayallerimiz depolanır. Depolandıktan sonra zihinde işlenir. İşlenen bilgiler depolandığı yerden çıkarak öyküde, romanda, şiirde yer edinir. Başkalaşmış şekilde karşımıza bir edebi eser olarak çıkar. İşlenmiş şekilde karşımıza çıkar ve bizi şaşırtır.
Her eserde yaşantılardan, sevdiklerimizden, özlem duyduklarımız ve hayallerimizden izler vardır. Bu izler silinmemiş ve eserlerde yer kazanmıştır. Yazarın hayatı eser incelemesinde önemli bir yer tutar. Yazarın kaleminden çıktığı için olsa gerek, bize yazarı anlamada yol gösterir.
Yazarın hayatı da edebi eser kadar değerlidir. Eserleri anlamak için yazarın hayatına bakmak önemli bir yer tutar. Yazarın hayatı, bize eseri anlamada ışık tutar ve yazarın edebi ikliminde dolaştırır.
Yazarın hayatı olmazsa olmaz değildir ancak eserin daha iyi anlaşılması için bize rehberlik eder ve yazarlık mağarasında kaybolmaktan bizleri alıkoyar.
Yaşantılar eserlerde yer edinir. Her yazarın bir eseri yaşantısından bir iz taşır. Yazarın ikliminde dolaşanlar için bu vazgeçilmez bir fırsattır. Yazarı anlamada bize yol gösterir.
Yazarlık sevdasıyla yanıp tutuşanlar için de yaşantılar önemli bir yer edinir. Tecrübe ile eserler daha olgunlaşır ve güzelleşir. Tecrübe olmazsa eserler kalıcılığın sürdüremez ve kendini tekrar eder durur. Tecrübenin bu nedenle önemli bir yeri vardır.
Tecrübe sayesinde eserler kalıcılığını sürdürür. Bizlere daha iyi eserler yaratmada yardımcı olur. Tecrübe olmazsa eserler olgunlaşamaz.
Yıllar eseri değerlendirir. Tıpkı şarap gibidir. Eserler yıllar geçtikçe varlığını sürdürüyorsa o eserler kalıcıdır. Tecrübeyle eserler daha çok zenginleşir ve kalıcılığını sürdürür.
Özlem duyduklarımız, acılarımız, hayallerimiz de yer edinir eserlerde. Yazarın sadece bu izleri yansıtmaktan uzaktır elbette. Öykü, roman kurgudur. Sadece bunları yansıtmaktan uzaktır. Ancak bunlar da o eseri güzelleştirir. Zenginleştirir. Eserler bunlardan ayrı düşünmemekle beraber tamamıyla bunlarla ilişkili düşünmekten uzak durulmalıdır.
Eserler yazarın kaleminden çıkan eser, yaşantılardan iz taşımakla beraber tecrübe ile zenginleşir. Eseri kalıcı yapan da bu değerlerdir.