Elin titrer böyle zamanlarda; bilirim…
Gözlerinin feri kaybolur, kararır cümlelerin, lal olursun…
Bilirim
Siyahın hükmü aslolur
Mavi meçhul hikayelerde kaybolur
Şiirler hüzme hüzme belirir her damla göz yaşında
Hissin duvar dibidir en soğuğundan, hicran ayazında…
Ama vazgeçme senden asla
Şimdi aşkın uzağına düşen yüreğin
Yeniden ayaklanabilir
Yepyeni gerçekler kuşanmış sevgin
Dillere destan bir sevda devrimini başarabilir…
Hep öyle yapmıyor muyduk seninle
Hani bir şarkıyla başlıyordu gece
Sonra acılar, sancılar
Ve sonra biz
Hoş geliyordu şehri inleten naralar…
Kaybettiğin ne varsa
Düşten bul…!
Git
Kendini nerede bulacaksan oraya
Ne kadar acıttıysa yüreğini şehir
O kadar uzağına git bu kalabalık caddelerin…
İsyandan uzak, yine şükre yakın
Küfürden uzak, dualar göndererek evrenin sahibine
Şiirler biriktir
Şarkılar bestele
Çiçekler büyüt
Ve yine o eski sen ol
Hani o, gözleri güneş
Yüreği his sultanı
Özü, sözü bir-şiir sen!
Sevdalan yeniden hayata
Ve dön sımsıkı düşlerinle…
Kaybettiğin ne varsa
Aşktan bul…!
Bin şehir görsün gözlerin
Ayakların milyonlarca sokağa değsin
Türlü türlü coğrafyalar gez
Yüreğini yanından ayırmadan
Ve benliğini daha fazla acıtmadan..
Yarıda kalanları öyle bırakmazsın, bilirim
Bir gün, ceplerinde tutku şiirleriyle döneceksin
Bir gün, başka bir gün olacak
Seni kaybedenler pişman
Seni üzenler ziyan olacak…
Bir gün…
Yeniden…
Sana layık ne varsa tek adreste buluşacak;
İSTANBUL…!
Sevdalan yeniden hayata
Ve dön sımsıkı düşlerinle…
Kaybettiğin ne varsa
Aşktan bul…!
Düşten Bul – Aşktan Bul – İstanbul
Yüreğine, kalemine sağlık Mehmet hocam 🙂