Bir bomba patlamaz ben hapşırınca. Sen çok yaşa dediğin için fazla uzun sürmez ömrüm. Her öksürene helal dersen, alamayız önünü ayaklanmaların. İtinayla ölünür. Bunu da yaz aklının bir kapısına.
- Nasılsın?
- Nefes alıyorum.
- Bomba patlar mı?
- Uzaydayım.
Kapı önü serilir ama önce eller yıkanır. Eller yıkanırken köpek gibi olur. Birkaç serseri mayın ateş yağdırır kıblesi seyyarlara. Ben gülenleri temsil ederim. Ustam bana ağlar.
- Nasılsın?
- Çay içiyorum.
- Kâğıt yanar mı?
- Ormandayım.
İnsan insandır yanlış hatırlamıyorsam. Bu bütün takvimlere göre böyledir. Patavatsız kırıntılar vardır bir de ben onlara saygı duymam. Kitle imha silahlarına sahibim ben. Bunu bilmiyordunuz. İstersem yok edebilirim bütün tünelleri.
- Nasılsın?
- Kazıyorum.
- Demir paslanır mı?
- Madendeyim.
Ata binmek bir senfonidir. Sağırlar ayak koyamazlar mahmuza. Körler zaten duysa da anlamaz. Yirmi yıl okursun da bir ata binmeyi öğretmezler sana. Öğrenmek için birkaç yıl boykot etmem gerekti fabrikaları. Mistik bir toprak vardı cebimde. Bir cuma öğleni gün zaferin sarhoşluğunu yaşarken anlam buldu da ondan. Yılanın yuttuğu fillerle uğraşacak değilim. İş güç sahibi bir insanım ben hem de sigortalı.
- Nasılsın?
- Uyuyorum.
- Sabah olur mu?
- Karanlıktayım.