Yapılan, üretilen ve gerçekleştirilen her işe sanatı bir şekilde işin içine dahil etmek pekala mümkündür. Sanatın içine bir takım kavramları sokmak ne kadar doğru?
Kaşığı fincanın içine sokabilirsiniz ancak fincanı kaşığın içine sokmak ne kadar mümkün? Zorlama ile sanat yapılacağını düşünmek bırakın olmayı kıyısından bile geçmemeli.
Sanayi devrimi denince artık akla yazılımlar ve dijital dünya gelince, insanlar sanata da uzak kalmaması adına dijital sanat denen bir kavram geliştirdiler.
Görünürde zor bir iş gibi durmuyor. Durmaması çok kolay zira dijital sanatta veya sanatlarda estetik kaygısı hiç yok. Estetik sanıyorum ki bu alanda yanlış anlaşılıyor. Pürüzsüz bir yüzey veya eğrisi olmayan bir çizgi göze hoş gelebilir ama estetik midir? Yaşasaydı ve bu olanları görseydi Vasili Kadinskiy, şu benim onca zamanımı alarak okuduğum Sanatta Zihinsellik Üzerine adlı kitabı yazmayı düşünür müydü? Hadi ben bir sanatçı değilim ancak okuduğumdan elde ettiğim çıkarımlar doğrultusunda sıradan bir bakış açısı sunabilirim. Merak ettim benim düşünceme yakın birileri var mıdır diye. İnternet sayfalarında gezindim arama ifadem “Dijital Sanat, Sanat mıdır? Oldu. Sonuç tam bir hayal kırıklığı bu konuda yazılmış bir makale bulamadım. Birkaç sanat ve tasarım arasındaki farkı anlatmaya çalışan kişiler haricinde elde edebileceğiniz bilgi yok. Olmadığı gibi dijital tasarımı bir sanat gibi değil düpedüz sanat olarak görenler var. Biri bana sanattan hiç mi hiç anlamadığımı söylesin de hiç olmazsa yanılanın ben olduğumu kabul etmiş olayım. Aynı parametreleri paylaşıyorsak okumaya ce düşünmeye devam.
Sanatta öncelikli vurgu özgün olması ve beraberinde hatasız değil tam aksine hatalı olması değil midir? O fark edilmesi güç olan hatalar zaten ortaya çıkan esere başlı başına bir estetik vermez mi?
Dijital dünyayı sanatın içine bu kadar fütursuzca sokmak sanata ve sanatçıya biçilen değeri düşürmeyecek mi?
Bilgisayar ekranlarında hazırlanan tasarımlar kimlere göre sanat olarak adlandırılıyor? Ortaya çıkan eser bir ekranda boy gösteriyor. İyi bir yazıcın varsa gönder yazıcıya çoğalt çoğaltabildiğin kadar. Üstelik hepsi orijinal. Hangi sanatçı yaptığı bir tablonun tamamen aynısını ikinci kez yapabilir? Cevabınız elbette ki hiç kimse olur. Ama soru zaten sanata uygun değil ki? Hangi sanatçı aynı eseri ikinci kez yapma ihtiyacı duyar? Sanırım ne demek istediğim gayet iyi anlaşılıyordur.
Daha spesifik olmaya çalışalım. Turing Eşiği denen bir kavram var. Basit tanımlaması şu: Bir bilgisayarın dahası bir makinanın sizi insan olduğuna inandırabilme oranı. Bu eşik %30 olarak belirlenmiş. Bilmeyenler veya duymayanlar için söylüyorum bilgisayarın yazdığı bir şiir bu eşiği çoktan aşarak %48’lere ulaştı. Şiir sevmem demiyorum ancak pek anlamam. Şiir severler için çok büyük bir kayıp olduğu düşünülebilir. Bir yapay zeka bir şiir yazıyor ve bunun bir insanın eseri olduğu anlaşılamıyor. Şairler veya şiir severler ne düşünüyor merak ediyorum. Sonra kafamı kurcalayan neden şiir? Sorusu. Düz mantıkla ve estetik kaygısı duymadan yazıyorum tıpkı dijital sanatta bilgisayarların ve yazılımların yaptığı gibi. Deneme şiirle yapıldı çünkü aslında şiir yazdığını sananlar veya şiirden anladığını sananlar aslında ne yazdıklarını veya ne okuduklarını anlamıyorlar. Dijital düşünmeye devam. Şiir seçildi çünkü kısa olması çok uğraşmaya değmeyeceği için. Dijital düşünceye son örnek: şiir çünkü kelimeleri bir araya getir imla kuralıda olması gerekmez herkes kendinden bir şeyler buluverir.
Bu yazıyı okuyan şair veya şair ruhlu, şiir sever birileri bana kızabilir. Ne saçmalıyorsun sen diyebilir. Bana değil dijital dünyaya kızın. Hatta bugüne kadar benden başka kızana bile rastlamadım. Ama şairler ve şiir severler naiftir bana kızacaklarını sanmıyorum ama biraz sınırları zorlamaya ve sizi manipüle etmeye ihtiyaç duyduğum için uslu durmak istemiyorum.
Ben roman severim ve iddia ediyorum ki bir bilgisayar kalkıp roman yazsa bitirmeden daha başlarda bunu anlarım. Bu şiir işini bilgisayara yaptırmak isteyen mantık sanıyorum ki şairlerle alay etmek için deneme yapmış. Umarım kızıyorsunuzdur. Kızmanızı da çok istiyorum. Belki birileri yapay zeka denen robotların bazı alanlara girmesini engellemek için bir çaba sarf eder.
Düşünsenize bir teknoloji mağazasına gidiyorsunuz ve robotlar var ve üzerinde etiketler var “Yedi Meşaleciler” tadında. Altı farklı versiyonu var. Yedi Meşaleciler, Beş Hececiler, Maviciler, Fransız Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı ve Klasikler. Şu tuşa basınca seçim yapıyorsunuz hangi tür şiir istiyorsunuz diye. Bakın Aşk, Melankoli, Bahar esintisi. Siz seçin işlemcisi sayesinde istediğiniz şiiri size sıfır ile 30 saniye arasında yazabiliyor. Üstelik bu robotu alana yanında şarjlı el süpürgesi hediye.
Sanat yerlerde sürünecek bu gidişle.
Yazıyı çok uzun tutmamak adına diğer sanat alanlarına girmeden yarım kalmış bir halde bırakıyorum. Yazarsam sadece şair ve şiir severleri ayaklandırmam diğer alanlarda saç baş yoldurabilirim. Saç baş yoldurmak bir deyimdi değil mi? Acaba bir yapay zeka bunu daha estetik nasıl tanımlardı?
Dijital dünyaya karşı olan en azından bu dünyanın girmemesi gereken alanlar olduğunu savunan biriyim. Sanat, bu alanlardan biri. Sanatseverlerin en azından diğer insanlara oranla daha kararlı bir duruşu olduğuna inandığım için sizlerin bu savaşta yerinizi almanızı umuyorum.