Fotoğrafı göstererek sevgilisine bu mu Dicle? dedi.
-Evet o fotoğrafı nerden buldun en iyi arkadaşım onu çok seviyorum .
-O bir fahişe
-İyi bir kız o senin bildiğin kızlara benzemez
-Doğru benim bildiğim kızlara benzemez, fahişe bu kadın, ona Ana diyorlar. Kerhane işletiyor. Sakin bana bu arkadaşını savunma ondan uzak duracaksın.
– Hayır, o iyi bir kız!
Adam artık nefes almakta zorlanıyordu. Kız arkadaşının böyle bir kadınla arkadaş olduğunu ve onu savunduğuna inanamıyordu. Başına hep ilkler geliyordu, bu ilki kaldıracak güçte değildi. Kendini rahatlatmak için hayaller kurmaya başladı.
Yoldan karşıdan karşıya geçen bir kızın üzerinden kamyon geçtiğine şahit olmuştu, sonra arkasından gelen başka kum dolu kamyon da üzerinden geçmişti. Çok geçmeden cesedin etrafında kalabalık oluştu. O da kalabalığa karıştı. Kanamış cesedin yüzüne baktı, Dicle’ydi. Belki DNA testi sonrasında kimliği belli olacaktı, ama o görür görmez tanınmaz haldeki cesedin kim olduğunu teşhis etmişti.
Kalabalıktan biri ne iğrenç ceset bu dedi.
-Evet, öyledir. Dicle adı. Ünlü bir fahişedir, onun için Ana derler.
Ben tanımıyorum.
-Ben çok iyi tanırım, neden üzerine işemiyoruz? Bunu hak ediyor çok kızın ahini aldı.
-Bu kadarda değil. Bu nasıl bir hayal, sana öyle bir kız değil Dicle dedim.
-Gerçekten sonra konuşalım çok sinirliyim. Kurduğum hayalle rahatlayacaktım. Bir rahat bırak ne halin varsa gör.
Sevgilisinden ayrılmıştı. Dicle gittikçe büyüyor, kızlarının sayısı gittikçe artıyordu. Onun sevgilisi de Dicle’nin muhasebe işini yürütüyordu.
Dicle’nin evinin yakınından geçiyordu, havaalanından henüz yeni kalkmış yolcu uçağının sesi gittikçe yakınlaşıyordu. Adam Dicle’nin evinden uzaklaşmıştı ki büyük bir patlama oldu. Kıyamet günü geldi dedi. Yaralanmıştı, kanlar içindeydi. Birçok yer yıkılmıştı. Arkasına döndü baktı, ne olduğunu anlayamadı. Etraftan koşan insanlar “uçak düştü, uçak düştü” diyorlardı. Uçak, Dicle’nin evine düşmüştü. Ev yanıyordu. Taş üzerinde taş kalmamıştı. Yardıma gidilemiyordu. Bir patlama olur endişesinden ve oluşan alevlerden. “Zavallılar yanarak öldüler” dedi kalabalıktan bir adam.
“Ben tanıyorum. Dicle adı. Ünlü bir fahişedir, Ana derler kendisine” diyerekten yanıt verdi.
Işığı kapatıp böyle bir şey olmasını diledikten sonra uyudu…