Bana hep dertsiz, tasasızsın diyorlar. Oysa bu yaşıma kadar ne biriktirdiğimi benden başkası bilemez. Her gece gözümü kapattığım da geleceğimi düşünmekten dolayı uyuyamıyorum. En büyük hayalim sadece yazmak ama işte hayat şartları bana gelip “başka iş yap” diyor. Bunu sürekli kafamda tartıp değerlendiriyorum ama sonuç uykusuzluk.
Ben çocukken insanlar çok masumdu, çok iyiydi, kimse kimseyi öldürmezdi, kimsenin başka yüzü yoktu ve kalp kırmazdı. Büyümeye başlayınca insanlar da çok değişti, ikinci yüzlerinin olduğunu yeni öğrendim, belki de değişen sadece bendim bilemiyorum. Hayat elbette beni çok üzmedi ama kırdığı zamanlar oldu sanırım onları da öğrenmem gerekiyordu. Hayat okulda ki matematik dersi değil. Nasıl denklemler çıkacak kim bilir, ne yazık ki formülü de yok sen uğraş sen çöz bu kadar. Sessiz, sakin bir kızım hatta birisi bana bağırdığında, hakaret ettiğinde sabredip susuyorum ama öfke bana çok zarar veriyor, sinirimden dudaklarımı yara yapıyorum. Elbette ses çıkarttığım zaman da oluyor bu sefer ben kalp kırıyorum, sonra yine kendime zarar veriyorum bunu anlamak zor.
Bu yaşımda bile ihanette gördüm,kandırıldım, reddedildim ve başka dünyaya gönderdiklerim de oldu hemde sırlarıyla. Ama işte içimde acılar, üzüntüler yaşarken o an mecburiyetten insanlara gülümsemiş olabilirim çünkü göstermeyi hiç sevmem. Aşık da oldum, insanım ve benimde bir kalbim var taştan olmayı da hiç sevmem. Karşılığı genelde hiç olmadı sebebi de benim biliyorum işte o özgüven meselesi. Hep dertsiz, tasasız, güler yüzle, etrafta dolaşıyor olabilirim ama acı çekmediğim gerçeğini de değiştirmez. Palyaço ne kadar mutlu ki.