Nereye uzandığı belirsiz siyah dallar,
Üstesinden gelinemeyen kurumuş yaprakları;
Kuraklık zamanları belirir,
Saatler çaldığında anlamlar bozulur.
Bir rüya’idi zaten boşu boşuna kurulan hayaller,
Gerçek saatlerden de uzun ve döngüsel.
Bir yol var yollarla örülü,
Üzerinden geçen dallar kemiklerle pişirilmiş
Ve örülmüş dalların üzerine etler.
Bir hayalim vardı ah dostlar, tebessümle sarılı,
Bugün olmuş gözyaşlarımda düğüm
Ve bugün vazgeçmiş neşem
Ve dallarla örülü bu yolda;
Siyah ve harcanmış,
Umudum dallarla sarılı…