Ülkemiz, yaşanılan bölgeye ait kültür farklılığı, din farklılığı ile çok zengin bir ülke. Bu yönde şansımızı doğru kullandığımız sürece, tüm dünya ile yarışabilir, özenilesi bir ülke olabiliriz aslında…
Dünya ülkelerine baktığımızda, bu kadar kaynaşmış, farklı yapılarda aynı ülke vatandaşı topluluk çok az görürüz. Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney bölgelerimiz yanı sıra Anadolu dediğimiz yurdumuzun orta kısmı birbirinden farklı gelenek, görenek, yeme –içme alışkanlıkları benzerlik göstermez. İnsanların yaşam şekilleri, iklim şartlarına göre değişir, doğdukları yere ait bazı kilit noktalar kişiliklerine yansır.
Ege’de Akdeniz’de yetişen bir çocuk ile Doğu Anadolu’da yetişen bir çocuğun aynı ülke vatandaşı olmasına rağmen şartları aynı değildir. Birinin ortalama yedi- sekiz kardeşi var iken diğeri tek çocuk olma yönünde ilerler. Biri güneş ile kavrulup, tarlada kendine eğlence ararken, biri eğlenmek için hangi alışveriş merkezine gideceğini şaşırır. Ekonomik anlamda, ülkenin doğu bölgesinin şartları ile batı tarafının ki kıyaslanınca dengesiz bir yapı da karşımıza çıkar.
Doğu, soğuk iklimler ile yaşamaya ve onun mücadelesini vermeye alışmışken, Batı iklimi kazanca çevirir.
Doğu, hayvancılıktan kazanç sağlarken Batı sanayi ile kalkınmada rol oynar.
Eğitim şartları, bu ekonomik durum ile doğru orantılıyken bu orantı; aile yaşamından, çocukların söz hakkına kadar devam eder.
Kılık kıyafet farklılıkları, kelimeleri söyleşiş biçimlerindeki farklılıklar, en önemlisi dünyaya bakış açılarının farklılıkları gözlemlenebilir.
Sanayi, turizm, tarım etkisi ile göç eden ailelerin, kültürlerinden kopmamaları adına çocuklarını daha fazla gözlemlemeli ve kültür bilinci vermelidirler.
Ergenlik dönemlerinde daha sık rastlanan bazı hatalı davranışlar insanlarımızın hayatını büyük ölçüde etkilemektedir. On on beş haneli bir köyden büyük şehirlere taşınan bir genç hesaplayamayacağı yanlışlarla önce kendisini, sonra ailesini sonra toplumu olumsuz etkileyecektir. Erkek çocuklar ile kız çocuklar ayrımına gerek kalmadan yapılın bu davranışlar ancak ve ancak iyi bir eğitim ile önlenebilir.
Aile eğitimi ile başlanan bu hayat yolunda iyi eğitimcilerle devam edilir.
Günümüzde ekonomiye dayalı sosyal ilişkiler kurulmaktadır. En büyük hata nedeni budur.
Hep daha fazlasını isteyen genler doyumsuzluklarla taçlanır .
Devletimiz, aileleri çocuklarını iyi bir eğitim silsilesi ile sağlam zincir topluluğu olmamız gerekir.
İbni Haldun der ki; “Coğrafya kaderdir. Nerede doğarsan oranın kirine çer çöpüne batar, oranın suyuyla yıkanır, oranın güneşi ile kavrulursun, oranın iklimi biçimlendirir geleceğini… “
Her bölgemizin kendi içinde artıları ve eksileri vardır. Yaşadığımız yer doğduğumuz toprakları unutmamıza engel değildir.
Harika tespitler… Başarılarınızın devamını diiyorum.
Eğitim ile nelerin mümkün olacağı ne güzel yorumlanmış👏🏻👏🏻👏🏻