Günlerden bir gün Demeter, ( Roma’da Ceres) toprağın ve tabiatın tanrıçasının güzeller güzeli Zeus’tan olma kızı Persephone arkadaşları ile çiçek toplamaya çıkar. Kırlarda dolaşırken mis kokulu nergis çiçeklerini görür ve onlara doğru yönelir tam elini uzattığı sırada yer birden yarılır ve karanlıklar ülkesinin tanrısı Hades çıkagelir ve Persephone’yi karanlıklar ülkesine kaçırır. Kaçırılmadan önceki adı Kore’dir kaçırıldıktan sonra bundan sonra adın Persephone olacak deyip oturtur dizinin başına Hades.
Demeter güzeller güzeli kızının çığlıklarını duyar ama nerde olduğunu bilemez 9 gün boyunca her yerde arar ancak ne tanrılar nede insanlar kimse görmemiştir, Demeter tüm tanrılara öfkelenerek Olympos’u terk eder, ağzına bir ambiosa (tanrı yiyeceği nektar) dahi almaz ve ölümlülerin yanına yerleşir. En sonunda güneşin yanına gider ve feryatlarının cevabını burada bulur, kızını karanlıklar ülkesinin tanrısı, gölgeler efendisi Hades kaçırmıştır. Demeter öyle sinirlenir ki ana yüreği işte, tüm insanlığa büyük bir kıtlık yaşatır ekinler yeşermez, çiçekler açmaz bahar gelmez olmuştur öküzler sabanları boşa çekmektedir, insanlar açlıktan ölmek üzerelerdir. Zeus duruma el koyması gerektiğini düşünür ve Olympos’taki tanrıları toplayıp hadi bir teselli edin deyip Demeter’in yanına gönderir ve bu öfkesini bir kenara bırakmasını ister, ancak Demeter kızını görmeden böyle bir şey yapmayacağını iletir kadın inadı tuttun mu tutuyor. En sonunda Zeus kardeşinin yanına Hermes’i gönderir ve Persephone’yi geri vermesini söyler.
Hermes karanlıklar ülkesine indiğinde üvey kardeşi Persephone üzüntüden iyice erimiştir. Hermes’i gören Persophone kurtulduğunu anlar ve sevinçle ayağa fırlar abicimm! Hades’in çaresi kalmamıştır (bir tek şey dışında) usulca karısına eğilir ve bir nar tanesi verir ve kocasını unutmamasını söyler, Persephone nar tanesini ağzına atar ve Hermes’in peşinden gider ancak unuttuğu bir şey vardır karanlıklar ülkesinde yenilen herhangi bir şey onu daima yeraltı ülkesine bağımlı kılacaktır. Yeryüzüne çıktıklarında Demeter kızını görür ve sevincini gizleyemez, yanında olmasının sevinciyle her yere bereketini bahşeder, aylardır kurak toprak yemyeşil ovalara dönüşür, ağaçlar meyvelerle dolar, sincaplar oynamaya başlar, her yerde bir bahar sevinci yaşanır; ta ki Persephone’nin nar tanesini yediğini duyuncaya kadar. Demeter bilir ki Persephone tekrar yeraltı dünyasına geri dönecektir. Yabancılardan bir şey yemeyin diye boşa demez anneler. Demeter karşı koyamadan kabul etmek zorunda kalır bunu ve kızı Persephone yılın üçte birini yer altında Hades’in yanına gider. Persephone yeryüzünde kaldığında bahar olur çiçekler açar, toprak doyasıya verimli ve canlı kalır, meyveler bir başka parlar, geri kalan üçte birlik kısımda Hades’in yanına indiğinde yeryüzünde bir kıtlık kuraklık hakim olur, toprak çiftçinin istediğini veremez, yeşil ovalar, bahçeler kurak birer düzlükten ibaret olur.
Rivayetlere ve mitolojiye göre mevsimlerin oluşumu bu şekilde gerçekleşmiştir. Demeter ve kızı Persephone’nin hikayesi acıklı bir hikaye olmakla birlikte toprağın bile istenileni istediğin zamanda vermediğinin bir kanıtıdır.
Güzeller güzeli Persephone bir gün arkadaşlarıyla çiçek toplamak için kırlara çıkarlar birden bire güzel bir nergis çiçeğinin kokusuna kapılan Persephone nergise elini uzattığında yer birden yarılır ve karanlıklar ülkesinin hakimi Hades çıkagelir Persephone’yi yerin derinliklerine çeker ve karısı yapar. Annesi Demeter yeryüzünde fütursuzca kızını aramaktadır kimse ne görmüş ne de duymuştur ta ki güneş tanrısı Helios’a sorana kadar. Hades’in güzeller güzeli kızını kaçırdığını duyan Demeter yeryüzüne büyük bir kıtlık salar ve hiçbir bitki yeşermez ağaçlar meyve vermez olur. Zeus devreye girerek bir anlaşma sağlanır ancak Persephone yer altında Hades’in verdiği bir nar tanesini yediği için elbet bir gün yer altına dönmek zorunda kalacaktır. Hikaye Persephone’nin yılın 3 te birini yer altında 3 te ikisini yeryüzünde geçirdiği baharın ve kışın temsili üzerine kuruludur.