Bir çarşaf seriyorum
gök kubbe altında,
habersizce sızdığım, sızdıkça
varlığımı yoklukla
harmanlayan
yastıksız, yorgansız
meczubi hayatlara.
Artık meçhul
bir şarkının nakaratı
takılı kaldı dudaklarımda.
Durmadan mırıldandığım,
mırıldandıkça sanki bu his;
sinsi bir hastalık gibi
benliğimi esir alan
melun bir nota…
Bu his;
manolya kokulu
sevdaların,
gök kubbe altında serili
beyaz çarşafla
rüzgâr eşliğinde dansı…
Bu his;
beynimin sağ lobunda
arda kalan eşsiz anı…
Bu his;
candan süzülen gözyaşının
tende kahkahası…
Ve bu his;
bir dem dahi aklımdan çıkmayan
sevdanda hiçliğimin kanıtı…