Pazar akşamlarımızın gönül şenliğiydi Bizimkiler dizisi. Her bir karakter, nasıl da gerçekten biz gibiydi. Kapıcı Cafer, hem Anadolu’dan gelmiş insanın temiz halini, en çok ta, sinekten çıkaracağı yağın kazancını hesaplayan iş bilir günümüz insanını sergilerdi bize.Hepsini de çok severek izlerdik o apartmanın sakinlerinin bizimkilere benzer yaşamlarını. Her birine usta oyuncular yaşam verirdi. Hepimiz o binada yaşıyorduk sanki. Ercan Yazgan, Cafer’den önce ve sonra, pek çok oyunda yer almıştır kuşkusuz. Ama bugün hep Cafer kimliği ile duyurulmakta gidişi. Yitirdiğimizi öğrendiğimde, Bizimkiler’in jenerik müziği çalmaya başladı içimde ve her bölüm sonunda arka planda, müziğe eşlik eden Ali’nin (Atılay Uluışık) bölümün mesajını veren sesini duyar gibi oldum.
Müziği mırıldandım hafifçe. “İnsanın bedeninde bir radyo- pikap ve fotoğraf makinesi barındırması acı veriyor bazen” diye düşündüm.Çünkü, yaşadıklarımızı ve boşluklarını hatırlamanın yarattığı sızı, ne çok ve hızla eksildiğimizi, sevinçlerimizi ne kadar uzaklarda bıraktığımızı da haber veriyor. Üşüyoruz hep birlikte.
Güzel mevsimlerin güzel pazar akşamlarının neşesini borçluyduk sizlere sevgili Güzin Özipek, Orhan Çağman, Yaman Okay, Yavuzer Çetinkaya, Savaş Yurttaş, Savaş Dinçel, Ayton Sert, Halit Akçatepe, Oktay Sözbir, Aykut Oray, Selçuk Uluergüven, Latife Saruhan, Mehmet Akan ve Ercan Yazgan…Hepiniz, gökyüzünde yıldızsınız şimdi…
Teşekkür ederim sizlere; hatırlattığınız iyi duygular için….
Hepimizin sevdiği bir diziydi… Unutulmayacaklar. Ellerinize sağlık.
Sevgiler.
Teşekkür ederim duygu paylaşımınız için.Belleğinize sağlık.