Rahat bırakın ulan bizi!
Yetti artık cibilliyetsiz bakışlarınız
Sözde büyüdünüz, sözde özde büyüktünüz
Ama terde şükür
Serde huzur bırakmadınız…
Bırakın ellerimizi, kırın taktığınız prangaları
Bırakın ulan bizi
Kendi cennetimizi istiyoruz biz
Cehenneminizin bekçisi de, bekçi köpeği de
Emir eri de olmak istemiyoruz…
Çocuk, bize kalsın, bizimle büyüsün
Erisin toprak terimizle, hormonsuz bir aşkla…
Şiir bize kalsın istiyoruz
Hissimizi birkaç hece, bir bakış anlatsın
Yorgunluktan söyleyemeyen gözlerimizin feri ışısın artık…
Dem bırakmadınız ihlasında duanın
Öyle bulanık ki düşüncelerimiz
Bizi size benzettiniz
Bırakın ulan bizi, rahat bırakın…
Uyandı çocuk, korku geceden dilemma
Solunda yıkılmış duvarlar,
Yan sokakta bomba yemiş minicik beden parçaları…
Yakım, yıkım, sıkım, tıkım
Petrol, para, altın, güç, saltanat, hüküm…
Vaatler arası oyuncak insan
İNSAN diyorum, size değil elbet!
İstemiyoruz,
Rengarenk hayallere inanmayı
Rengarenk dünyayı yaşamak istiyoruz,
Eğer hala durmadıysa uçurtmanın kalbi…
İstemiyoruz ulan sizi
Rahat bırakın
Bize bırakın bizi!
Köy bakkalı Cemal amcanın torunu Rüveyda
Babası gidince fizana
Yaşıyor diye, şükretmeyi öğrenmiş acıya rağmen
Öğrenmiş öğrenmesine de
En sevdiği arkadaşı Hilal’in babası
Bir fabrikanın kimyasalına yenik düşmüş…
İki boynu bükük çocuk
Biri hasret kederinden,
Biri habersiz kendinden, eksik mi hiç yok!
Sizin yüzünüzden…
Çaldığınız toprakların suyu size ferahlık
O toprağın çocuklarına zehirli, renkli şekerler…
Ölümsüzsünüz sanıp öldürüyorsunuz
Zenginsiniz
Ve var ettiğinizi sanıp, teşekkür bekliyorsunuz…!
Hadi oradan lan, hadi oradan!
Kuşaklar arası trajedi hikayeleri büyüyor kitaplarda
Siz buna tarih diyorsunuz
Tarih kan, tarih acı, tarih yalan!
Çünkü sayenizde
Bitik insan, karanlık devran…
Kalmayacak
İyi bir şiir
Yaşanacak bir şehir
Sevilecek bir güzel
Masallarda iyi karakter
Gönül bahçelerine umut eken çiftçiler
Adım atarken korkmayan çocuklar kalmayacak!
Sayenizde
Öyle güçlü geliyor ki kıyamet
Kurşunlar öyle ağır ki, daha kalbe girmeden
Barut kokusuna yeniliyor çiçekler
Mayasından korkuyor ekmek
Tadını kaçırıyor yemeğin tuz
Seksen sekiz hissediyor genç adam
Oysa henüz otuz be otuz!
Afrika’ya ırmaklar götürürüz
Orta Doğu’ya aş, ekmek, iş ve nefes
Çekik gözlüsüyle, esmer teniyle
Güneş sarısı saçı, gök mavisi gözleriyle bütün çocukları
Evet ulan evet,
Bütün dünya çocuklarını sararız sevgimizle…
Bize siz lazım değilsiniz
Ne kadar yüzsüz
Eksik, aşağılık
Ve tövbe tövbe…
Konuşturmayın beni daha da
Çekin ellerinizi bahçemizden, fikrimizden, hissimizden
Defterimiz çınar yaprağı olsun
Kalemimiz parmaklarımız, bakışlarımız, suya yazan nefesimiz
Çekin ellerinizi düşlerimizden, cebimizden
Ceplerimiz şiir doludur bizim
Öğrettiğiniz nefretle beraber
Şimdi size öfkeli …
Çekin üzerimizden o kirli ellerinizi
Rahat bırakın ulan bizi!