1.
Tanımlayamadığı bir şey oldu o sabah. Gitmek ile kalmak arasındaki ikilem sanki
bir bıçağın ucunda göğsüne baskı yapıyordu. O inanılmaz ruhu yorgun birer dalga
olarak saçlarına vurmuş gibiydi. Gidelim dedi. Kimsenin bilmediği bir yere
belki de yaşanmamış bir zamana gidelim. Giderse yenileceğinden emindi. Aslında
onu ikileme sürükleyen tek şey bu olmuştu. Olsun dedi. Son bir kez bakalım buradan
yaşama öylece gidelim. O son bakış yıllarca gözlerinde tükenmedi.
2.
Esas itibariyle gün görmemiş bir yüreğin tek dileği sevilebilme umududur, dilek
ağaçlarına utangaç bir çaputla bağlanan.
3.
yeni mevsimleri yaşayalım seninle
ve çıkalım yeni yolculuklara
bir tutunmadır işte bende
sana dair şeyleri yüreğimin üstünde
taşımaktan hiç yorulmamak.
4.
Coğrafya derslerinden durmadan kovuyorlar onu senden başka bir coğrafyaya
inanmadığı için. Ve o coğrafyada ne varsa seni anlatabilmek için planlanmış
sanki.
5.
Parça parça dağıldı yüreği yollarda. Yaz yağmurları örseledi her parçasını. Her
parçasına güneş değdi. Parça parça yankılandı ırmakların adressiz
yolculuklarında. Kollayamadı yüreğini. Uslatamadı.
6.
bunca hayal kırıklığının ardından
bir bozkır canlanmalı
göçmen kuşlar geri dönmeli
solgun gözler arasında
alışılagelmiş sürgünlerinden arınarak
gözleri yaşamı aramalı.
7.
Yağmur damlalarının yolculuğunda tek bir damlanın toprak ile buluştuğu o anı
saklayıp sana getirmek istiyor. Avuçlarına bırakmak istiyor bir şeyler
anlatırcasına: Seninle ‘yaşamak bütününde.’