“Bilirsin işte insanın içini ısıtan, sıcacık eden bir şeyler vardır. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyorum. Yine de kabul etmesi kolay olmuyor. Özlemini çektiğim şey bu olmalı; yanım sıra koşuşturan iki çocuk, akşamın kızıllığına karışan keyifli çığlıklar… Of of zaman acımasız evlat, bütün diyeceğim bu.”
Annem sürekli anlatır. Televizyonun henüz mahalle aralarına yayılmadığı, soğuk kış gecelerinin komşu evlerindeki sohbetler eşliğinde geçirildiği zamanlarda, ülkemizde bir radyo geleneği vardı. Arkası yarın programlarının heyecanla beklendiği, aile fertlerinin bir araya toplandığı, bilhassa haberlerin çıt çıkarılmadan dinlendiği güzel zamanlar. Eski radyolar dekoratif amaçlarla süslüyor şimdilerde evlerimizi. Pek kalmadı o kadim radyo geleneği. Televizyon evlerimizin her bir köşesine bir kral bir kraliçe edası ile yerleşti. Radyo sunucularının, sanatçılarının kaliteli telaffuzundan, nağmeli seslerinden eser yok artık evlerimizde.
Radyo geleneğine dair hafızamı en canlı tutan anılardan biri radyo tiyatrosudur. Henüz ilkokula yeni başladığım dönemlerde annem bazı geceler, mutfak masamızda bir mum yakardı. Mumun hemen yanında minik radyomuz dururdu. Bir sürü ama bir sürü kanalı çeken, benim gözümde kahraman olan radyomuz. Kendine çay demler bana da süt ısıtırdı. Ve beklerdik radyo tiyatrosunun başlamasını. Bu gelenek ile büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum. Aslında radyo tiyatrolarında yönetmen sizsiniz. Sahne dekoru ve kostümler tamamen size ait. Tek yapmanız gereken biraz hayal gücünüzü çalıştırmak.
Radyo tiyatrosu geleneğini devam ettirmek adına annem ile her hafta sonu bir gecemizi mum ışığına ve sanata teslim ediyoruz. Bu haftanın tiyatrosu: Karagöz’ün Yalnızlığı. Bir Ankara Radyosu yapımı. Yazan Ahmet Önel, yöneten ise Rüştü Asyalı.
Karagöz’ün Yalnızlığı yer yer gülümseten özünde ise hüzün dolu bir oyun. Aynı çatı altında yaşayan dede, torun, anne ve babanın hikayesi. Dedenin Karagöz sanatına olan ilgisi, yılların bilgi birikimi. Bir türlü yurt dışından gelmeyen oğluna özlemi, oğlunun vefatından bihaber oluşu ve devamında şekillenen olay örgüsü…
Radyo tiyatrosu geleneğini devam ettirmeyi insan ilişkilerini kuvvetlendirmesi ve sanata ayırdığımız vakti artırması bakımından önemli buluyorum. Ayda bir gece olsa bile, bu kadim geleneğe kulak kabartmak, eskiyi yad etmek ve soğuk kış gecelerini sıcacık hale getirmek için bir radyo edinin ve kendinizi radyo tiyatrolarının naifliğine bırakın derim. Size çok iyi geldiğini hissedeceksiniz.