Günlerden bir gün
Saatler bir şeyleri gösteriyordu
yalnızdı yelkovan,
akrebi bilmiyorum
Aynı zamanda
farklı yaşanıyordu zamanlar
ilerliyordu saatler
ayak sesleri
iki kulağım kadar
hızlı adımları
saniyede bir atar
hızlı adımların yönü doğru
Şanzelize bulvarına doğru
tak-tuk-tak-tuk
yüzünü çizememiş kalemim
tetiğim kadar tutuk
aceleci ayak sesleri
yetmiyor iki kulak
dizelerim için
sağladığım kurşunlarla dolu için
Bu kan
hala sığdırılmaya çalışılıyor
sekizli şarjöre
uyanmışsın ki
tarih kadar kanlı dünyan
gönül vermişler mitralyöze
resimlerinde vurmuşlar, yaralı
bulutların arasında ki güneşin
kirlendi fırçan
bir katili barındırıyor paletlerin
mavi bir gökyüzü çizmiştin
oraya kadar sıçradı
hemoglobin namlularından kırmızı
şimdilerde
cansız bedenleri öper ağzı
ve haberlerde
insan ölüleri
yine geçemeyecek
savaş maliyetini
sözün bittiği yerde
sen başlıyorsun
canım kardeşim
Yüzüm,
kızarıyor utangaçlıktan
gerçi;
kırmızı
utangaç bir renktir
bütün yanaklarda…
insan hayatının
paradan daha pahalı olduğu zaman
kapitalizm olacak asılan…
şiir iyi hoşta L diye mahlas mı olur ya 🙂