Mihrimah Sultan Camii, 1546/1547-1548 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Cami, medrese, sübyan mektebi, imaret, hamam, kervansaray, ambar, muvakkithane, çeşme ve türbe yapılarından oluşan külliye Klasik Osmanlı mimarisini hazırlayan yapıtlardandır. Bunlardan cami, iki türbe, medrese, sübyan mektebi, çeşme, hamam sağlamdır.
Cami külliyenin merkezidir.
Kanuni ve Haseki Hürrem Sultan’ın çok sevdikleri kızlarının ölümü üzerine 1558 de yapılmıştır.
Mimar Sinan’ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına gelmektedir.
Kökü 9. yüzyıla inen St.Georges Kilisesi temelleri üzerine inşa edilen bu tek kubbeli camide Sinan’ın yeni bir araştırması görülür.
19 m. Çapındaki kubbenin dört paye üzerine oturduğu kare mekan, yanlara doğru üçer kubbeyle genişletilmiştir. Mimar Sinan çift revaklı son cemaat yerini ilk kez bu yapıda kullanmıştır. İç revak yüksek ve 5 kubbelidir. Ak mermerden şadırvan 21 köşelidir. Caminin ana mekânı dikdörtgen planlıdır; büyük kubbe yanlarda ve mihrap yönünde yarım kubbelerle desteklenmiştir. Mihrap duvarı köşelerinde, küçük kubbeli bölümler bulunmaktadır. Yapı, Geç dönem kalem işleri ve vitraylarla süslüdür. Ayrıca, ahşap, mermer, fildişi, sedef kakma bezemeler özgündür.
1769/1770’te caminin batı duvarına yapılan güneş saati, ilginç bir süs öğesidir. Bugün sağlık merkezi olarak kullanılan medrese tümüyle küfeki taşından, Klasik Osmanlı medreseleri planında bir yapıdır. Caminin güneyindeki sübyan mektebi, kubbeyle örtülü iki kare mekânlıdır. Kuzey girişin önündeki çeşme taş, al ve renkli mermerdir. Ayna taşı rumî kıvrık dal bezelidir. Çifte hamam, üç eyvanlı, köşe hücreli, Klasik Osmanlı hamamları planındadır. Türbeler yapıya sonradan eklenmiştir. Biri kare planlı olup 8 köşeli kasnağa oturan kubbeyle örtülüdür. Diğeri 4 mermer sütunlu, kubbeli bir yapıdır. Kubbedeki yazı ve süsleme özgündür
Sulu kule caddesi ve Vaiz sokakla Ali kuşçu sokaklarının köşesinde, medrese, türbe, arasta ve iki hamamıyla bir külliye olarak inşa edilen eser geçirdiği iki depremden oldukça hasar görmüş, restore edilen hamam ve iç süslemeler orijinal hallerini oldukça kaybetmişlerdir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah sultanla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.
Mimar Sinan evlidir, elli yaşındadır ve Mihrimah Sultan’a aşıktır! Sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle, Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.
İlk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, Mihrimah Sultan’a ikinci bir eser yapmaya başlar.
Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse 161 pencere, caminin iç güzelliğini aydınlatır. İçerideki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır.
21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bir yer seçip seyrettiğimizde Edirnekapı Camii’nin tek minaresi ardından güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğduğunu görebiliriz. Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Mihrimah Sultan camii ile Edirnekapı Camii’nin aynı Sevdaya adanmış olduğu öğrendiğim bu yazı için Yazara teşekkürler. Devamı bekliyoruz yazıların 😀
DIKKAT ŞU BİLGİ YANLIŞTIR!
…
21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bir yer seçip seyrettiğimizde Edirnekapı Camii’nin tek minaresi ardından güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğduğunu görebiliriz.
…
Bugün 12 Mart
Ve 9 gün sonra 21 Mart olacak
Gidin deneyin bakalım
Ne göreceksiniz?
minaresini 38 metre yapmış.mimar sinan gayserili olunca taa o zamandan bilmiş kayserinin plakasını.
Bu hikayeyi bir kac yerde daha okumuştum fakat bahsi geçen 21 mart olayına ilişkin hic bir yerde fotoğrafı bir isbatı yok çokça da araştırmasını yaptim bulamadım. En sonunda gitmeyi kafaya koydum. Şimdi ORDU dan kalkıp ilk fırsatta İSTANBUL a gittigimde bu olayı yerinde inceleyeceğim başka yolu kalmadı. Zayıf haber anlayacağınız.