Bir adam vardı yok saymaya
Alışkın terazilerin ölçüsüz
İşlerinden arda bıraktığı
Bozuk bir para gibi vakitsiz
Cebi delik pantolonlardan
Ağır ağır düşmeyi bekleyen
Bir adam vardı öyküsü uzun
Tutunacak dalları kırık
Düşe kalka yolunu bulan
Lüzumsuz, ortada kalabalık
Kiminle kalktıysa onunla düşmüş
Bitap kemikleri vücudundan
Bir adam vardı kimsesiz
Yetim, tatsız düşlere bulanık
Dimağında sığ düşünceler geçitsiz
Huzura kepenk kapatır adında
Görmez asrın sildiği yüzleri
Görünce görmemişin hakkını
Haksızlığından dolanır sözler
Bir adam vardı yoktu aslında
Gözlerden kayıp gider yıldızlar
O zamana takılınca izinden
Suya yazardı ismini güneşin
Mat bir cisme odaklarında
Saklanırdı zıt kutuplar
Onunla yorganların altına
Bir adam vardı bilmem var mıydı ?
Gerçekten gölgesinden uzun aşarak
Zirvelerini çetin doruklarında
Uzandı eliyle insanların uzanamadığı
Uçsuz bucaksız gönlün yoluna
İşte “O” vardı gerçekten anlıyorum
Hikaye değildir umarım anlatılanlar
Bir adam vardı belki de o bendim
O, sırlara ulaşmaya adayan kendini
Kendinden uzak kelimelere yakın
Hisleri içinden uzanarak kağıtlara
Dillere düşmeye alıştırmadan ruhunu
İşte bir adam vardı sizin hep yok
Saymaya alıştırdığınız bir adam. Vardı.
Kardeşim şiirin bugün istek olarak bana ulaştı yakında seslendirip youtube kanalımda yayınlayacağım. Eline, yüreğine sağlık çok güzel şiirler kaleme almışsın.