Ben bir kadınım ve bu Senin eserin.
Ben Bir Kadınım ve Seni Çok Sevdim
Evet, Ben bir kadınım ve evet Seni çok sevdim. Senden önce aslında çok sevmediğimi Senden sonra aynaya baktığımda gördüm. Alnıma dokunun her bir çizgiydik biz. Gözümün altına sebepli, sebepsiz, gece gündüz fark etmeden sızan her damla biz.
Ben bir kadınım ve evet Seni çok sevdim. İçindeki tüm siyahları bulmak için öncelikle çıktığım bu yolculukta, herkes sana böylesine hayranken, Ben Sende kendi karanlığımı keşfettim, kör noktalarımı ve sırf bunun için bile çok özelsin. Buradasın işte. Benim içimdeki en koyu karanlıksın Sen. Anlatamayacağım. Anlatamayacağın.
Hani diyor ya Bertol Brecht “Uzun Sustum. Ey Uzun Konuşanlar. Geçmedi Üşümem. Ben Bir Aşkın Kar Yağışından Geliyorum” Ben Senden sonra en çok susmayı öğrendim. Teşekkür ederim. İçimdeki tüm sesleri kapattım. Seni getirmesinler diye. Artık caz bile yapmıyorum. Belki bu halimi daha çok severdin. Gitmezdin.
Ben bir kadınım ve evet Seni çok sevdim. Sen de sınırlarımı gördüm, İçimdeki gücü. Gücünün karşısında ezilmemek için direnirken kaybettiğim bize yenildim. Sevmek güçsüz olmakmış aslında biraz da gittiğinde anladım. Teşekkür ederim.
Bana ilk dinlettiğin ezgiyi açıyorum ara sıra. Biz oluyoruz. Sonra şarkı bitiyor aniden.
Seni bana getiren tüm o yollara bakıyorum bazen. Ya gelirsen diye. Ya Sen de beni çok sevmişsen diye. Biliyor musun Ben bir Kadınım ve Seni Çok Sevdim sırf bu yüzden tüm o yollar Sen. Bitmeyen bir yolculuk olacaksın içimde. Daima.
Artık kırgın, kızgın değilim Sana da. Kendime de. Dünyanın bir yerinde bir biz vardı. Ha üç gün, ha bir ömür ve ben bu bizi çok sevdim. Şunu da biliyorum kimse, Sen bile bunu değiştiremez. Kalmaya gücün yetmese de anıları silecek bir ürün icat edilmedi daha. O anlar bizim. O anlarda sana çok aşık, seni gücünden dolayı değil, sırf Sensin diye tüm defolarınla, coşkularınla, sadece benim keşfettiğim yönlerinle seven Çocuk hala orada.
Teşekkür ederim.
Ben artık bir Kadınım ve Bu Senin Eserin.