Behçet Necatigil, Türk edebiyatının en önemli şairlerindendir. Sevgilerde kitabında tüm şiirleri yer almakta, Türk dilinin zevkini tattırmaktadır. Behçet Necatigil’de , her şairde olduğu gibi, dört unsuru yoğun olarak imge olarak kullanmaktadır. Dört unsur doğal kaynaklarımız olduğundan yaşamın vazgeçilmezidir. Dört unsur olduğu sürece yaşam var olmaktadır. Behçet Necatigil’de dört unsur yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmamızda, Behçet Necatigil’in dört unsuru kullanım şekli ve bunların tasnif halinde değerlendirilmesi sunulacaktır.
Dört unsurun kullanıldığı şiirler incelendiğinde hava unsur 9, su 19, ateş 3, toprak ise 1 şiirde geçmektedir. Bunların kullanımı şu şekildedir:
1.Hava
Bir şiirinde sevda rüzgar metaforuyla kullanılmıştır.
Niçin ölümden bahsediyorsun
Bu sevda nerden esti (Gençken)
Fırtına benzetme sanatıyla kullanılmıştır.
Kaderden esti fırtınalar gibi,
Ardı kesilmedi. (Evler)
Rüzgar, hava unsurunun dokunsal duyularla hissedilen türevidir. Güç kavramı rüzgar ve fırtına ile özdeşleştirilmektedir.
Sert rüzgarlar önünde
Güz yaprakları gibi
Boşluklara savrulur. ( Evcik)
Rüzgar mumu söndüren bir güce sahiptir. İstifham sanatıyla rüzgar imgesi kullanılmıştır.
Kalkıp yaktığım gibi
Rüzgar mı esiyor ne
Sönüyor. (Lamba)
Korku nerdeyse bir şey sorulacaktır. Korku yarayı acıtır. Hava metafor olarak kullanılmaktadır.
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi
Esen geniş odalar,
Acır.(Saklı Su)
Havasız Soluklar şiirinde hava rüzgar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Esen geniş odalar,
Rüzgarlı dağ başları eşyasız. (Havasız Soluklar)
Aynı şiirde oda havasız kalmış, nefesi tüketmiştir.
Karanlığın içinde kıpırdıyordu açık.
Havasını tüketmiş, boğuluyordu oda.(Havasız Soluklar)
Astar şiirinde suyun üzerinde hava kabarcıkları oluşmuştur.
Bir hava kabarcığı alttan doğru yavaş
Taşır bazı şeyleri dipten yüze. (Astar)
Donmuş Dallarda Çiçek şiirinde hava yine rüzgar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Donmuş dallar esen ılık rüzgara
Çiçek açar çekingen. (Donmuş Dallarda Çiçek)
2. Su
Gece ve Yas şiirinde su, gözyaşı olarak geçmektedir.
Dalarken gözümde yaş
Ben böyle sonsuz gama
Artıyor yavaş yavaş
Damlardaki ağlama (Gece ve Yas)
Gemiler şiirinde su, deniz olarak tezahür etmektedir.
Kayıp denizde olsa
Kıyıya atar dalga
Hangi kervan acaba
Onu sürükler nerde? (Gemiler)
İntihar şiirinde sel bir metafor olarak kullanılmaktadır.
Aylardır hırçınlaşan
Sel yataktan ayrıldı
Sızınca bir parça kan
El şakaktan ayrıldı. (İntihar)
Gözyaşları şiirinde su, yağmur olarak gökyüzünden rahmet olarak yağmaktadır.
Eli omzumda kaldı,
Nedir zoru akşamın?
Sebepsiz bir sıkıntı
Ya yağmuru akşamın! (Gözyaşları)
Hal Tercümesi şiirinde de yağmur olarak geçmektedir.
Yılların çarmıhında vücudumu günler
Taşa tuttu.
Çivilenip kaldı ufkumda
Mevsimler var, yağmur bulutu. (Hal Tercümesi)
Gözyaşları Ayrılıklar II şiirinde üzüntünün yoğun ifadesidir.
Hasret ne vakte kadar?
Oğlan otel odasında
Oturur kalkar ağlar,
Kız anası yanında
Aynaya bakar ağlar,
Hasret ne vakte kadar? (Ayrılıklar II)
Deniz ve yağmur İlk Teşrin şiirinde büyük yer edinmektedir.
Şu beyaz köpüklü deniz
Hayra alamet değil
İskele gazinosu erkenden
Işıklarını söndürdü
İnsansız caddelerde
Yağmurlarda dolaşmak
Yorar bu zayıf vücudu
Allah yardımcın olsun!(İlk Teşrin)
Evler şiirinde de gözyaşları olarak su kullanılmaktadır.
Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın
Gözyaşlarıyla beslendi. ( Evler)
Şayet Aşk şiirinde aşkın tohumunu besleyen bir can suyu olarak kullanılmaktadır.
Şayet aşkın tohumu
Düşmüşse gönlüne
Suyunu esirgeme
Aşkın hakkını yeme
Pişman olursun ömrünce. ( Şayet Aşk)
Su ırmaklar halinde çağlamaktadır.
Derken kalkar perde;
Bu ırmaklar benimçin bir daha akar mı?
Özledim hani nerde
Yaşamak gibi var mı? ( Ölü Çizgi)
Su ve deniz, Engeller şiirinde estetik bir biçimde yer edinmektedir.
Saldıran sularda silinen
Kumdan kuleler deniz kıyısında(Engeller)
Su alttaki şiirde su kelimesiyle yer edinmektedir.
Çıkar suya yukarı, döner bir zaman yavaş
Söner suyun üstünde (Astar)
Deniz bu şiirde insan gibi resmedilmiş, teşhis sanatı kullanıştır.
Kaplar denizin yüzünü
Unutulmuş uykularda(Kaplar Denizin Yüzünü)
Kaplar Denizin Yüzünü şiirinde sonbahar yağmuru büyüsündedir.
Neden ilk yağmurlarda sonbahar
İlk soğuklara doğru ürperti (Kaplar Denizin Yüzünü)Gür bitkiler altında akıp durmaktadır.
Saklı bir ırmak gibidir akan su.
Su, gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su. (Saklı Su)
Irmak ve su kelimeleri Çalar Saat şirini süslemiştir.
Geç kaldım.
Sonbahar yağmurları Sizin Hikayeniz şiirinde suyun en şirin hali olarak resmedilmiştir.
Yarı karanlık ırmakta sular önce bulanık. (Çalar Saat)
Yaz yine öylesine biter
Daldan dala, sorumsuz.
Sonbahar yağmurları başlayınca
Yine kötümser olursunuz ( Sizin Hikayeniz)
Deniz metaforu bir serinlik getirmektedir inanlara.
Ey kız anası ihtiyarlar,
Ey denizlerden esen serinlik! (Barbaros Meydanı)
Islaklık olarak tezahür eden su emeğin alından akan yitiğidir.
Sırtınız ıslak terden, gelirse
Zehir eder geceyi sağ kaşın üzerinde:
Ağrıdır. (Çalışmak)
3. Ateş
Ateş yakıcı yönüyle Çevre şiirinde yer almaktadır.
Çevre ateş içinde,
Daralmakta çember.
Biz yanarsak beraber yanarız
Seninle, beraber. (Çevre)
Alev bir yangına dönüşmüş, yangın yeri olmuştur.
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı,
Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar! (Evler)
Sokak lambaları Şem ü Pervane’yi hatırlatır.
Yandı sokak lambaları mum alevi pervane
Şeytanca sırıtır fosforlu camlar (Dışarda)
4. Toprak
Toprak kum olarak deniz kıyısında silinip durmaktadır.
Saldıran sularda silinen
Kumdan kuleler deniz kıyısında(Engeller)