istanbulu gözlerin sarmış
kıskıvrak yakalamışssın yalnızlığı
kaçacak delik aramış hatıralar
yetişin koca şehir eriyor
haliçte karaya vurmuş bakışların
gemiler güzelliğini götürüyor
duman duman olmuş incecik dudakların
yetişin koca şehir eriyor…
galata kulesinin taşları
rengi hırçın dokunulmaz saçları
ellerinden tutmuş eminönünün
yetişin koca şehir eriyor
bir bardak çay içecek vakit yok
sırılsıklam sen olmuşum
yağmur yağsa çıkmaz üzerimden kokun
yetişin koca şehir eriyor
hangi öpüşüme saklansam
tutup çıkarıyor çocukluğun
beyoğlundan sallanarak geliyorsun
her yanımda ilk bahar kokusu
tutuklasalar diyemem ki ben masumum
istanbul kadar belki biraz daha az
ama biliyorum ki gözlerin kadar suçluyum
yetişin eriyorum…