Gökten nihai sahibine düşen, 3 ELMA…
Klasikler arasında reklamcılık ödülü kristal ELMA…
Olumsuz enerjiyi bertaraf eden sirke ve ELMA…
Tevrat’ ta sevgi ağacı olarak temsil edilen ELMA…
Mitolojide, Herakles ve ELMA…
Milli değerleri işaret eden kızıl ELMA…
İnsanda ergenlik belirtisi Adem ve ELMA…
Karşısında durulamayan yasak aşkın meyvesi ELMA…
Kuran’ da cennet meyvesi ELMA…
Pamuk prenses ve 7 cüceler ile ELMA…
Büyük şirketlerin logosu, ısırılmış ELMA…
İncil’ de ELMA…
Ve nihayet büyük buluşa vesile, uyandırmak için kafaya düşen mucit Newton ve ELMA…
Daha bahsini etmediğim, çok yerde karşımıza çıkan elmalı atasözleri, millet ve ülkelere göre değişiklik gösteren deyim ve misaller, rengi gereği ilham kaynağı olması daha neler neler, ah bu elma ne eyler?
Niçin ruhsal alemde yaşanan çok şeyin somutlaşmasını, tarif edebilmek için böylesine çok karşımıza çıkan nükteli sembol haline gelmiştir elma?
Her masalın sonunda “GÖKTEN 3 ELMA DÜŞer” mesela? Hem, her elma sahibini tanıyıp adalet gereği düşer sonunda…
“ OLMA, ULMAH, ALMA” diye seslendirilir bazen de elma…
Tasavvufta nefis terbiyesi sırasında iradenin güçlenmesi ile gelişen olayların, insan ve anlayışı için ne kadar lezzetli olduğunu anlatmak için birçok “ SUfi hikayesinde “ elmanın gibi görünerek tekamülün bahsi geçer.
Tevrat içinde “SÜLEYMAN MESELLERİNDE” elma ağacı, sevgiyi ve anlayışın mutlak gelişmesini işaret eder.
İncil’ de geçen elma bahsi ve Kuran’ da geçen elma bahsi arasında fazlaca benzerlik vardır. Yaratıcı Aden yani Ademi yasak ağaca yaklaşmaması konusunda uyarmış, bedeli cennetten ruh eşi yani kendi kaburga kemiğinden yaratılmış Havva ile uzaklaştırılmak olmuştur.
Mitoloji’ de Herakles, ALTIN ELMA veren ağaç misali ile inancın ve insanın kendi ile yaptığı antlaşmanın en büyük antlaşma olduğunun bahsi geçmektedir. 12 görevi yerine getirmenin kaçınılmaz mukafatı “ÖLÜMSÜZLÜK” olur.
“ 7 cüceler ve pamuk prenses” ile ısırıldığında sihrin etkisinden çıkaran, yaşamı kabusa çevirmiş olan kısır döngü yani büyü, bilgiyi nitelendiren elma ile sona erer. Yeni bir yaşam döngüsü başlar. Oysa her şey büyüdür, söz mesela… Bilinçlere aktarılan yaşam içinde yaşadığımız her olayın, döngünün kendi içinde bir nevi ilüzyon olduğudur.
En çokta “NEWTON VE DÜŞEN ELMA” olması gerekenin zaten an içinde olacağından. Aranan kan niteliğinde ki nice çözümlerin aslında kendiliğinden, tam da olması gerektiği gibi an içinde gerçekleştiğini anlatır. Sistemin ve işleyişin mükemmelliği yani insanın kendinden kendine uyanışının sembolü bile sayılabilir günümüzde… Ve bir diğer bakış açısı ile bize “ YER ÇEKİMİNİ ANLATIR”.
Sanat Duvarının benim için ayırmış olduğu “ AYNALARIM KÖŞESİNDEN” elmanın besin değerinin yüceliğinin ayrıca yadsınmayacak kadar çok olduğunu hatırlatarak ara veriyorum. İçerdiği vitaminlerin yanı sıra cilt problemlerine şifa taşır içinde… Ehlince malum. “ YÜZ RUHUN AYNALARINDAN BİRİDİR” aslında…
Herkese afiyetler dilerim,
Görüşmek üzere