Sanat her şeyin birlik ve bütünlük içinde olduğunun en güzel kanıtıdır bence…
Öyle ki hiçbir şey kendiliğinden, anlamsız ve tesadüfen değildir. Var olan ve olmakta olan tüm nesneler, duygular, yaşanmışlıklar, ifadeler birbirlerinin iz düşümleridir aslında.
Öyle ya! Evren yani sistem boşluk kabul etmezmiş…
Bir insan hayatını ele alalım mesela.
İnsan ana rahmine düştüğü ilk andan itibaren, annesinin ritmi ve kendi beden ritmi arasında ki uyumla birlikte dünyaya gelir. Bebekliği, çocukluğu, ergenliği ve yetişkinliğinde yaşananların tümü birbirinin iz düşümü gibidir. Bir zincirin ayrılmaz halkaları gibi…
Zinciri, zincir yapan halkaların bütünlüğü ve her seferinde kendilerini yeni bir kendinde tekrar etmesi yani aynalamasıdır!
Ne aynı zincirdir, ne de ayrı…
Her halkada yeni olanı açığa çıkarırken, bir önceki halkayı bütünü ile yansıtır aslında…
Sanat içinde aynalar ve ayna metaforları en önemli metaforlardan biridir. Çünkü sanat insan içindir ve insan bütünü kuşatandır.
Kişi yeni kararlar almak eşiğinde ve geçmişi ile yüzleştiğinde eski ve yeniyi bir araya getirip bütünü görebilmesi gibi.
An içinde geçmiş ve geleceğin olmadığını, sadece bütünün varlığını fark etmektir, sanat.
Adım atarken yine aynı şeyi yapar insan. Bir ayağı geriden gelen ve diğeri ilerleyendir. Hayat ise adımların bütünü yani yürüyebilmektir.
Bir resme bakan insanda aynı hal mevcuttur. Kişi kendi itibariyle, onu kendisi yapan tecrübe ve umutları kadar bakar bir sanat eserine. Eserde kişiye vaat edilen aslında her daim kişinin kendisidir.
Tıpkı hayata yüklediğimiz anlamları çoğu zaman kader kıvamında yaşamak gibi…
İnsan insanın aynasıdır böylece her zaman…
sanat hayatın her AN’ ının FARKINDA OLMAKTIR! yazı şahane tesekkurler
ben teşekkür ederim eksik olmayınız…