”Aşka Sone” Şiirini Az Tahlil Etmek Az Anlamlı Kılmak Ve Gülümsemek

0
61

Bugün izniniz olursa genç şair kardeşimiz Sencer Çamoğlunun beğenerek okuduğum ve nazire şiirle karşılık verdiğim ”Aşka Sone” şiirini tahlil ederek daha anlaşılır kılmak gülümsemesinden gülümseme alarak bir gülümseme bırakarak köşeme çekileceğim.

Gözlerini açıver bir sevda durağında
İsterse bedeninden ruh damarın alınsın
Öyle büyüt aşkını Ferhat gibi bağrında
Bir İlahi misali dudaklar da çalınsın

Şiiri şiirsel bir havaya şair gönlüyle özgün anlaşılır bir gülümseme bırakandır. Aşk şiirlerin vazgeçilmez akan bir pınarıdır tıpkı hayatın sevinç gülümseme pınarı gibi. Genç şair kardeşimiz şiirine” Gözlerini açıver bir sevda durağında “ diyerek, bizlerin sevda durağına ne olursa olsun varmamız gerektiğini söyleyerek devam ediyor. “İsterse bedeninden ruh damarın alınsın”,hani bilirsiniz aşkta gözyaşı hasret vardır, hatta aşktan sevdadan önce gönül boş iken, aşka sevdaya varır az gözyaşı hasret çekse de, sevdiğine sevgi verir candan sever gönlünde aşk bitmez tükenmez, mutlu etmek için çabalar gücü kuvveti bitmez, oysa aşktan önce böyle bir tükenmez pınarı enerjisi yok iken, birden aşkla gözyaşı hasretle baş başa kalsa da vereceği tükenmeyen bir hazinesi varmış lakin bilmiyormuş diyerek buna atıfta bulunarak, ruh damarın yani canın alınsın ne fark eder, sonumuz ölüm böylelikle severek ölümsüz olursun gönüllerde aşkla sevdayla bunlarla bir şeyler verdikten sonra  “Öyle büyüt aşkını Ferhat gibi bağrında”,diyerek daha çok sev, ver gönlün pınarından sevgiyi çekinmeden Ferhat gibi Kerem gibi ver gönlünde,” Bir İlahi misali dudaklar da çalınsın”,aşk ilahi bir pınardır akar tükenmez, bir şarkı sözdür söylemekle bitmez, işte bu nedenle aşk dudaklarında o güzel sözleriyle yâre şarkılar ilahiler söylesin gönlünü okşasın diyor.

Bu durak ukbaların kapılarına perde
Bu durak öyle temiz yüce lahuti yerde
Ey yolcu bu duraktan bir lahza geçiverde
Senden sonra ebedi bu durakta kalınsın

İşte bu ilahi aşktır ki ukba (Ahiret), ukbaların öteki âlem cennete perde olsun serinliğiyle essin.” Bu durak öyle temiz yüce lahuti yerde” Burası bu ahrete cennet âlemi gönülde verenlerin sevenlerin gireceği yüce kutsal ilahi âlemdir (Lahuti).” Ey yolcu bu duraktan bir lahza geçiver de”, ey yolcu aşk sevda durağında bir lahza an geçi ver de sevgiyi gönülde karşılıksız vermeyi sevinci bir gör, farkına var.” Senden sonra ebedi bu durakta kalınsın ”Sen bu durakta sevgiyi aşkı gönülde vermeyi gördükten sonra, sen daha fazla vererek terk edip gittiğinde arkanda ismin anılsın verdiklerinle gönüller coşsun, bir pınar iki üç olsun aksın, gelenler bu güzelliği görünce muhakkak kalmayı gezmeyi görmeyi, gönlüne almayı istesin aşkı, aşkı yaşasın sevgiyi versin âlem gülsün demektedir genç şair kardeşimiz.

Ne sevdana erişsin şerli iblisin kiri
Ne sevdana denk düşsün dertli Mecnun’un yeri
Gündüz güneş, gece de yıldız vari gökleri
Aydınlatan kandil ol asumanda salınsın

“Ne sevdana erişsin şerli iblisin kiri”,şeytanda gönül merhamet sevgi yoktur, sende bunlar mutlaka olsun, eğer bunlar sende olmazsa şeytan sana musallat olur gönlünü nefretle kinle kirletir, seni insanlıktan çıkarır diyor genç şair kardeşimiz. Devam ediyor “Ne sevdana denk düşsün dertli Mecnun’un yeri”,sen öylesine fazla sev ki Mecnun aşkını geçesin, gerçi aşkta yarış olmaz lakin daha çok severek fazla insanı mutlu etmekten kim zarar görmüştür ki?” Gündüz güneş, gece de yıldız vari gökleri-Aydınlatan kandil ol asumanda salınsın” İşte candan aşkla seversen gündüz güneş olur ısıtırsın gecenin karanlığını ay ve yıldız olur aydınlatırsın, gönlünü aşkla gökyüzüne(asuman) asmış olarak geceyi karanlığı aydınlatırsın diyor kardeşimiz, doğruyu da söylüyor kardeşimiz.

Kim istemez canından daha çok sevilmeyi
Esrarlı mahyaların bağrında dirilmeyi
Sana sorsun yiğitler cenkler de ölünmeyi
Hayat senle başlayıp canlar senle alınsın
Ve asırlarca çanlar aşkın için çalınsın…

Gelelim son dörtlüğe şiirin sonuna.” Kim istemez canından daha çok sevilmeyi-Esrarlı mahyaların bağrında dirilmeyi”,genç kardeşimiz çok haklı kim istemez sevilmeyi, sevdiğinden daha çok sevilmeyi herkes ister, esrarlı mahyaların (Ramazan gecelerinde, camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil veya elektrik ampulleriyle yazılan yazı veya yapılan resim ) asıldığı o bağrına iki arasına, gökyüzüne güneşle ay arasına oradan yâri aşkla severek görerek, sevgili gökyüzüne etrafına bakınca seni görerek dirilmeyi kim istemez? Hepimiz isteriz elbet. Öyleyse aşk deyin sevda deyin bu durağa önce uğramak gönülden severek gülümseyerek gülümseterek bir şeyler vererek ulaşılır bunlara diyor genç şair kardeşimiz, eyvallah dedik aldık gönlümüzde sakladık. Devam ediyoruz son kıtaya “Sana sorsun yiğitler cenkler de ölünmeyi-Hayat senle başlayıp canlar senle alınsın”,bu aşk sevda durağına varmak orada gözyaşı hasretle kalmak zordur, lakin sen bunu yaparken gönlünde sevgi veriyorsun bunlara katlanıyorsun, ayrılık ölümden beterdir sen katlanıyorsun bu yiğitlikle, yiğitler savaşa gidenler savaşmak için sendeki bu aşkı azmi cesareti alsın, aşk mazluma varmakla başlasın varılsın hayat aşkla gülsün güldürsün, canlar aşkla can bulsun yeniden…” Ve asırlarca çanlar aşkın için çalınsın ”Çanlar bu aşkı anlatılması için çalsın halkı ahaliyi toplasın, bu ölümsüz aşk anlatılsın… Genç şair kardeşimiz Sencere bu şiiri için huzurunuzda teşekkürler ederek, bu şiiri ile bize bu güzel duygu ve hisleri duyarak yazdırarak okunmasına vesile olduğu için sizler adına tebrikler ediyorum, selamlarımla.

PAYLAŞ
Önceki İçerikBir Deli Neden Haykırır?
Sonraki İçerikÇağla Mevsimi / Şiir
Avatar
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum. Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.