Drama, tiyatronun M.Ö. 5 yüzyılda Antik Yunan’la doğmuş bir dalıdır. Tiyatro donanımsa drama onun bir parçası olan yazılımıdır. Antik Yunan’da altın çağını yaşamış olan bu tür, o dönemde öyle bir başarıya sahip oldu ki hiçbir dönemde onların üstünlüğüne erişilemedi… Elizabeth döneminde İngiltere’de dramanın çığ gibi yükselmesi, toplum tarafından büyük bir heyecanla karşılanması bile aslında Antik dönemin taklitleriydi. Ancak bahsedilen Elizabeth dönemi Rönesans’a hitap eder. Rönesans İtalya’da doğmuş bir dönem olmakla beraber, Antik dönemin çevirisi olarak da anılır.

İngiltere’de doğan drama Roma dönemini baz alır. Dönemin en önemli yazarlarından biri William Shakespeare, özellikle Senekan Trajedisinin prensiplerini trajedilerine uyarlamıştır. Bu prensiplerden bahsetmeden evvel Antik Yunan dramasını biraz açıklamakta fayda var, çünkü Roma İmparatorluğu genişleyerek Yunanlılarla bağlantı kurarak, onların tiyatrodaki gelişmelerinden yola çıktılar.

Antik Yunan dönemi Klasik dönem olarak da adlandırılır. Bu dönemdeki eserler Dithrambus adlı verilen, şarap tanrısı Dionysus’u onurlandırmak adına yazılan eserlerdi. Dini festivallerden doğmuşlardı. Çok tanrılı (paganist) bir inanç sistemleri vardı ve de inandıkları tanrılar insanvari bir yapıya sahipti. Bundan dolayı eserleri yazarken bir kısıtlamanın altında olmaksızın yazdılar. Bu da onları dramanın en başarılı yazarları yaptı. Antik Yunan’daki trajedilerde, eserden tek bir kısım bile silinemezdi. Eserler son derece bütünlüklüydü, karakterler hybris (kibir) sebebiyle bir düşüş yaşardı ve böylelikle seyirciye eğitici, ahlaki bir ders verilirdi. Seyircinin aldığı bu derse kadar ki kısımda, acıma ve korkma duyguları hat safhada olurdu ve Aristoteles’in poetikasında bu duyguların refaha kavuşması “catharsis” (katarsis, arınma) adlı bir terimle karşılanırdı. Hatta Aristo’ya göre bu arınma olmazsa o eser trajediden sayılmazdı.

Trajedilerden sonra Antik dönemde komedi türü de önemli bir yere sahipti ve Eski Komedi (Old Comedy) / Yeni Komedi (New Comedy) olarak ikiye ayrılırdı. Eski formunda politik, toplumsal altyapı üzerinde eleştiri, göndermeler barınırdı, yeni komedi ise aşk konuları, ailesel problemler gibi günümüz komedilerine yakın konular işlenirdi. Trajediden farkı, iç tutarlılık o kadar da önemli bir yere sahip değildi ve birinde baş karakter olayın farkına vardığında kabusvari bir sona ulaşıyor diğerinde farkına vardığında sevinç ve kutlama meydana geliyor. Trajedi örneği olarak, günümüzde halen daha önemli bir yere sahip olan Sophocles’in Kral Oedipus’unu ele alırsak; Kral babasını öldürüp annesiyle evlendiğini öğrenince kendisine işkence ediyor, sürülmek istiyor. Fakat bu işkencenin hiçbir kısmı sahnede yapılmaz, sahnede şiddet gösterilmez.

İşte bu noktada Antik Roma dönemi farklılık göstererek Senekan ilkeleriyle farklılık göstermiştir. Şiddet sahnede gösterilir. Trajedi kahramanı kibirinden değil, kendisinden öte ya da kendisiyle eş bir güce meydan okuduğu için düşüş yaşar. Aynı zamanda Yunan oyunlarının prensiplerinde doğaüstü faktörler asla barındırılmazken, Roma’da bu sıkça kullanılır. Ancak Roma’lılar, Yunanlılara nazaran daha çok pratik sanatlarla yöneldiğinden bu dönemde drama ve trajedi yerine, komedi ve fars (basit komedi) üstünlük kazanmıştır.

Bu iki çağda da dini inancın çok tanrılı olmasından dolayı, tek tanrılı inancın yaygınlaşmasından sonra Avrupa tiyatrolarında düşüş yaşanmıştır. Fakat kilise bunu yasaklamasına rağmen litürjik (ayinsel) ibadetlerinde ironik bir şekilde tiyatro gösterilerine ev sahipliği yaparak yeniden doğuşuna yol açmıştır. Ortaçağ’da alegorik karakterlerle dini mesaj verip halkı eğitmede kullanılan drama, Rönesans’ta halk tarafından büyük bir ilgiye talep edildiğinden tekrar yükselişe geçmiştir. Rönesans’ı doğuran İtalya, tiyatro konusunda Yunanlıların yapıtlarını esas alıp onların izinden giderken, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri Roma döneminin ilkelerini takip etmiştir.

Özetlersek;

Günümüzde halen daha çok büyük bir sanatsal dilime sahip olan tiyatronun ortaya çıkışı ele alınmıştır. Doğuşundan sonra gelişiminin nasıl olduğu, bu gelişimi sağlayan faktörler nelerdi, gelişimin oluştuğu kültürler hakkında kısa bir inceleme yazısıdır. Antik Yunan dönemiyle toplumda ivme kazanıp bunu Roma kültüründe de devam ettiren drama, trajedi türlerinin yanı sıra komedi türünün ortaya doğuşu, içeriği ve de altyapısı ele alınmıştır. Dönemlerde tiyatroda ne gibi faktörler ön plandaydı, hangi işlevde tiyatro oyunları topluma sunuluyordu ve düşünürlerin yaptığı yorumlar yazı da açıklanmıştır. Bunların yanı sıra yazar-eser örneklerine de yer verilmiştir. Ayrıca, Antik Yunan’da doğup diğer kültürlere uzanan drama tarihinin, farklı kültürlerde gösterdiği değişiklikler de ele alınmıştır. Bu dönemlerin, özellikle Roma İmparatorluğu’nda farklılık gösteren prensiplerin yanında, oyun türünde de farklı türlere kapılar aralanmıştır. Oyunlarda işlenen olay ve karakterlerin temel özellikleri ve trajediyi trajedi yapan önemli faktörler (terimler) açıklanmış ve bu karakterlerin türden türe ne gibi farklılıklar gösterdiği incelenmiştir. Antik dönemden alınan gelenekler yeniden doğuş dönemi olan Rönesans’ta hangi ülkede, ne gibi düzenle sunulduğu hakkında ufak bir bilgiyle yazı tamamlanmıştır.