Siz Alice’in harikalar diyarında hiç gezdiniz mi? Gezmediyseniz birazdan harikalar diyarının mimarlığı nasıl yapılır? Öğreneceksiniz, öğreneceğiz…
Alice’in öncelikle nasıl bir kişi olduğunun profili için facebook’a girip neler paylaştığına, instagram da nasıl paylaşımlar yaptığına, twitter üzerinden nasıl bir karakter olduğuna karar verdikten sonra nelerden hoşlanır acaba bu kız? Deyiveriyor insan.
Eee sonuçta mimarlık yapacaksanız eğer biraz merak, biraz internet araştırması, biraz da sosyalleş(e-me)mek size iyi gelecektir. Yapılan paylaşımlar üzerinde durmak ya da duramamak bir mimarın görevi olmalı bence. Alice’i eleştirirken kendinize farklı bir pencereden baktığınızın farkında olacaksınız bir yandan. Ego’nun ortaya çılgın bir kız gibi çıktığı günümüzde onu seveceksiniz, ona aşık olacaksınız, ona tutulup sırılsıklam olduktan sonra anı-sızın onu bıracaksınız ya da bırakmayacaksınız. Bu size bağlı. Sonra keşke dememek için Alice’in Harikalar Diyarına sığınacaksınız. Bakacaksınız size bir iksir sunacaklar, onu içtikten sonra bi bakmışsınız dev olmuş, sonra tekrar tekrar içmeye çalışıp ters etki yaptığını göreceksiniz. O kadar çok küçüleceksiniz ki bir karınca yuvasına dalıp oranın mimarlığı ile uğraşacaksınız.Sizi çalıştıracaklar diğer karıncalar gibi. Ama onların çok güzel bir özelliği var bizim gibi ayrı ayrı çalışıp birbirlerini yemiyorlar, birlik olup birbirlerine yardım ediyorlar.Biz bu galaksileri düzenlemek için mi gönderildik? Bırakın adamlar işini yapsın ne işimiz var kozmik sırların çiziminde. Ama bir yandan tabi çok önemli çünkü yıldızları biz tasarlıyoruz. Elimiz her yere burnumuz her yere girmeli neden? Çünkü biz MİMAR’ız. Ya da kimilerinin de dediği gibi “Uzaylıyız,uzaydan geldik” demeliyiz pişkinlikle ya da gururla.
Bir başka yazımızda ise artık kim kiminle dum dumunla neler yapacak merak edin selametle…