Adam’s Apples Filmi Üzerine Psikanalitik İnceleme

0
1396
Adam’s Apples Filmi Üzerine Psikanalitik İnceleme
Adam’s Apples Filmi Üzerine Psikanalitik İnceleme

Freud tarafından öne sürülen psikanalitik kuram, bize hem normal, hem de anormal zihinsel süreçlerin işleyişiyle ve bunların somut yansımaları olan davranışlarla ilgili bilgiler verir.  Ruhsal nedensellik varsayımına göre, hiçbir davranışımız nedensiz, rastgele ya da şansa bağlı değildir. Her davranışımızın altında yatan bir neden vardır. Bu neden her zaman insanın dışında ya da çevresinde değildir, insan davranışlarının nedenleri kimi zaman onun iç dünyasıyla ilgilidir. Burada karakterlerin anormal zihinsel süreçlerinin işleyişiyle ilgili bilgiler aktaracağım.

Hegel‘in öznesinin kurulabilmesi tanıma ve tanınma diyalektiğine bağlıdır. Kendi ve öteki arasında bir dolayımlama ilişkisi yatar. Kendindelik haline ulaşmak için kendisinin dışına yönelmek zorundadır. Ancak her dışa yönelip kendine geldiğinde bir önceki kendini bulamaz.

Adam's Apples (Adem’in Elmaları)
Adam’s Apples (Adem’in Elmaları)

Adam’s Apples (Adem’in Elmaları)

Adam’s Apples filmini incelediğimizde Ivan karakterinde bu durumu açık bir şekilde görürüz. Ivan gerçekleri görmezden gelir, olmamış gibi ve tepkisiz davranır. Gerçeğin cehenneminde yaşamaktansa yanılsamanın cennetinde yaşamayı tercih eder.

Ivan ‘Öteki’yle karşılaşması Adam ile gerçekleşir. Adam hapisten yeni çıkmış neonazist biridir. Papazın yanına topluma hizmet etmesi için gönderilmiştir. Kilisede ki görevi elma ağacının bakımı ve o elmalardan bir pasta yapmaktır. Gerçekçidir ve Ivan’ı gerçekler konusunda zorlar. Ivan gerçekle karşılaşması sonucunda tekrar kendine geri geldiğinde artık eski kendisi değildir. Gerçekleri öğrendikçe hastalanır, bunalıma girer ve kimseyle konuşmamaya başlar. Bunalım duygusal bi durumdur yani doyumsuzluk yaşanan bir takım duyguların, onlara uygun gelen boşalmaların birleşimidir. Bunalım tepkisine iki çıkar yol sunulmaktadır: Ya bunalımın oluşması gerçekten eski travmatik bir olayın yinelenmesi nedeniyle, yalnızca bir sinyaldir ve bu durumda tepkinin kalan bölümünü ya kaçmaya, ya savunmaya ya da yeni tehlikeli duruma karşı koymaya yarar. Ve bunalımın yıkıcı sonuçlarıyla ortaya çıkar.

Filmde Freud’un 3 savunma mekanizmasını görürüz. İnkar, Bastırma ve Karşıt tepki geliştirme. Ivan  Anksiyeteye sebep olan herhangi bir şeyin varlığını bastırarak bilinçten uzaklaştırır bilinç dışına iter yaşadığı travmatik olayları ve tehditleri yalanlayarak inkar eder, rahatsız olduğu durumların (şeytan tarafından değil de  tanrı tarafından sınanmak) tam tersini ifade ederek saklar ve karşıt tepki haline getirir.

Adam's Apples filmini incelediğimizde Ivan karakterinde bu durumu açık bir şekilde görürüz. Ivan gerçekleri görmezden gelir, olmamış gibi ve tepkisiz davranır. Gerçeğin cehenneminde yaşamaktansa yanılsamanın cennetinde yaşamayı tercih eder.
Adam’s Apples filmini incelediğimizde Ivan karakterinde bu durumu açık bir şekilde görürüz. Ivan gerçekleri görmezden gelir, olmamış gibi ve tepkisiz davranır. Gerçeğin cehenneminde yaşamaktansa yanılsamanın cennetinde yaşamayı tercih eder.

Freud üç çeşit anksiyete tanımlamıştır: Nesnel anksiyete (objective anxiety) nörotik anksiyete ve ahlaki anksiyete nesnel anksiyeteden türemiştir. Filmde bu üç kaygı durumlarından sadece bir tanesini görürüz.  Nesnel anksiyete gerçek dünyadaki gerçek tehlikelerin korkusundan kaynaklanır. Ivan hayatta karşısına çıkan zorlukları ve acıları görmezden gelerek yaşamayı tercih etmiştir başına gelen kötü olayları sorgulamaz ve neden aramaz bu da nesnel anksiyetenin göstergesidir(karısının hap içip intihar etmediğini M&M sanıp yediğini düşünür) Filmde ki bir diğer karakterimiz Adam’ın id’i temsil ettiğini görürüz. Freud bilinç-bilinçaltı ayrımını gözden geçirerek zihinsel aygıtın (mental apparatus) yapıları olan id, ego ve süperego’yu ilk kez ortaya koyar. Freud’un daha önceki bilinçaltı kavramına karşılık gelen id kişiliğin en ilkel ve en az ulaşılabilen bölümüdür. İd’in güçlü etkileri arasında cinsellik ve saldırganlık iç güdüleri gelir. İyi veya kötü, erdem veya ahlaklılık yoktur. Süperego ise ahlaki kısıtlamaların hepsini, mükemmelliğe doğru bir çabanın savunuculuğunu temsil eder. Freud’un Süperego için kullandığı terim,  “üst ben” dir. Ivan filmde tamamen süperegoyu temsil eder. Kilisede rahiplik yapar ahlaki değerleri yüksektir. Adam ile aralarında sürekli bir çatışma vardır. Bu çatışmalar sonucu filmde Ivan ve Adam arasında ego dengesinin kurulamadığını görürüz.

Adam’ın kilisede yaşayan diğer insanlara karşı saldırgan davranışlarının altında aslında onlar gibi olmaktan korkması yatar. Saldırgan davranışlarının sebebi onlara karşı geliştirdiği ‘savunma mekanizmasıdır’. Savunma mekanizmasını Ivan’da da görüyoruz. Gerçekliği bilinçaltında çarpıtır ve yalanlar. Filmi, Laura Mulvey‘in Görsel Haz ve Anlatı Sineması makalesine göre yorumlarsak Lacan‘ın psikanalize dayandırdığı ‘erkek bakışı’ teorisinde sinemanın oluşturduğu görsel hazzı ‘skopofili’ (görme/bakma) arzusu ile açıklar. Filmde gunnar karakterimiz alkole ve yemeğe düşkün biri ve kleptomani hastasıdır ayrıca cinsel sapkınlıkları da vardır. Bir diğer karakterimiz Sarah alkolik ve bebeğini aldırıp aldırmama konusunda kararsız kalmış bir kadındır.  Gunnar’ı bir gece fazla içki içmiş sarhoş ve elinde bir patlıcanla sarah’ın odasına giderken görürüz. Adam gunnar’ı görüp yapacağı şeye engel olmaya çalışır. Bu sahnede Lacan’ın skopofili (görme/bakma) tezini açıkça görmüş oluruz. Gunnar elindeki patlıcanla Sarah’ın odasında ne yapacaktı? Sorusunun cevabını izleyiciye bırakılmıştır. Filmde ‘eril bakış’ etkindir herhangi bir anlam taşıyıcı ya da anlam üreticisi yoktur.

Adam(id) ve Ivan(süperego) arasında ‘ego’ dengesinin kurulamadığından bahsetmiştik fakat filmin sonunda Adam da gerçekleri görmezden gelmeye başlamış ve Ivan ile aralarında ego dengesini kurulmuştur.

Kaynakça

  • SIGMUND FREUD– Psikanaliz Üzerine