Sessiz bir günde tam da yağmur, bulutlarla bilmece oyunu oynarken, karşısına çıka bir kızgın bulutla bir anda çarpışıp kıyamet koparacakken, bulutun gökyüzünden yeryüzüne alaycı bakışlar atacağını hissedersin ve gözlerini yukarıya çevirirsin… Bir nefes alıp düşünürsün. İnsanların bir anda boşuna çaba sarf ettiğini, bu çabanın hep kendilerini tatmin ettiğini, bir yok oluş öyküsünde kukla gibi oynadıklarını, tahayyüllerinde tıpkı masallardaki gibi iyi bir insan olup hep eleştirilerini başkalarına yapıp aslında kendilerini söylediğini, tüm güç ve güvenin kendilerinde kısıtladıkları şeyler olduğunu fark etmeyişlerini, hep içlerinde öğretmenin çok olup öğrenmenin azlığını, gülümsenin sadece kendilerini iyi hissettikleri zamanlar yapmalarının bencilliğini, bir şiirin kan damarlarını harekete geçirmesini asla bilmeyişlerini, ağlamanın bir güzellik belirtisi olup rüzgar gülü gibi üzüntülerini içlerinde döndürdüğünü, bunun ardı arkası kesilmezken ilk yağmur damlası tamda omuz açıklığına düşüverir.
Tekrar bir derin nefes alıp düşünürsün. Çocukken söylediğin şarkıların ahenginin güzelliğini sözlerinin anlamsızlığı içindeki kandırılışını, çocukken niyeyse hep gülünmeyecek şeylere gülüp bir suçmuşçasına yediğin azarları, öğretilmek için yaptırılan birçok cezalardaki çektiğin acıyı. Bir kötü söz söylenecek olsa biber ile cezalandırılıp dilini başlarda acı çekip daha sonrasında biberin açılığını isteme duygusunun karmaşıklığını, asitli bir şeyin yasak olduğu halde ağzındaki o hoş mayhoş tat için dağları delme cesurluğunu ve bunlardaki tüm masumluğunu.
Bir derin nefes alırsın ve o kaygısız yağmur başlar. Peşine milyon yağmur taneciklerini katarak… Yeryüzünde ulaşabildiği her iğne deliğine girmeye yemin etmişçesine hoyratça yağarak. Neden yağmurlar hep temizliği arınmayı ifade etmiş ki? Bunu kim söylemiş? Yağmurlar düşünmeyi ifade etmeli evvela! Bir nefes alış verişindeki boğazların dumanla karşılaşmalarındaki o sevincini. Beynin o anki tepkisiyle duygularını harekete geçirmesini, duygulardaki derinlikleri, derinliklerdeki gizliliği. Oysaki her şey bir çorba tarifi gibi kısa ve öz! Nefes al ,düşün, çok sev ve öl.
Çok güzel bir yazı,seninle gurur duyuyorum!
Canım benim teşekkür ederim
Harika bir yazı, severek ve keyif alarak okudum. Böylesine güzel yazıların hep yer almasını isterim.
Çok teşekkür ederim bu güzel yorum için 🙂
Yazıyı iki kere okudum, güzel bir yazı. Ancak dikkatimi bir şey çekti. Onlar, o kadar bencilse, çorba tarifindeki çok sevmek neden.. 🙂