- İstanbul Bienali devam ediyor. 5 Eylül 2015’ten itibaren Carolyn Christov-Bakargiev tarafından TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori başlığıyla bir dizi işbirliği içerisinde şekillenmeye devam eden 14. İstanbul Bienali 1 Kasım 2015’e kadar görülebilir.
Ücretsiz olarak gezilebilen 14. İstanbul Bienali, 30’un üzerinde noktada düşüncenin alabildiği sayısız farklı formun özel bir yelpazesiyle izleyicilere sunuluyor. Bienalde, 60’ın üzerinde sanatçının yanı sıra aralarında denizbilimci, hikâye anlatıcısı, matematikçi ve nörobilimcilerin de bulunduğu diğer katılımcılar, kolektif ve zamansız bir ortak düşünme deneyinde buluşuyor. Bienalde, düşüncenin alabileceği formlar matematikle, fenle, bitkilerle ve sanatla içiçe araştırılıyor. Bienal kapsamında aynı zamanda paneller ve okuma günleri gibi etkinliklerin olduğu kamusal program ile film programı da düzenlenmekte.
TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori
Carolyn Christov-Bakargiev, TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori başlığıyla 14. İstanbul Bienali’nde, “sanatta araştırma ile diğer bilgi türlerini birbirine bağlayan, doğrusal olmayan ve organik formlar vasıtasıyla, çizginin nerede çekileceğini, nerede geri çekilmek gerektiğini ve nelerden faydalanılabileceğini arıyor. Bunu açık bir denizde, yüzey düzken parmak uçlarıyla olduğu kadar sualtının derinliklerinde, katlanmış kodlama katları açılmadan da yapıyor.”
Bir dalga, nihayetinde düğüm haline gelmeye çalışan bir çizgi olabilir mi ve eğer öyleyse düğüm ne zaman çözülebilir?’ sorusunu fizikçi ve aynı zamanda filozof dostlarına yönelten Carolyn Christov-Bakargiev ‘en sonunda ve belki de bilhassa – sanatçılara soruyor ve yanıtı onlardan bekliyor.’
Bienalde, “birçok çizim, resim, yerleştirme, film, obje, kitap, işbirliği ve araştırma bazlı etkinlik; radyo dalgaları ve ışık dahil farklı uzunluk ve frekanslarda elektromanyetik dalgalara, ses dalgalarından su dalgalarına, beyin dalgalarından bir patlama ertesindeki şok dalgalarına düşünce biçimleri –tekrarlayan ya da farklılaşan çizgilerden oluşan, enerji aktarımının her biçimini yapılandırıp katlayan dalgalar ya da salınan örüntüler– olarak izlenebilecek.”
Carolyn Christov-Bakargiev’in bienali işbirliği içerisinde şekillendirdiği isimler arasında Anna Boghiguian, Arlette Quynh-Anh Tran, Aslı Çavuşoğlu, Cevdet Erek, Chus Martínez, Elvan Zabunyan, Emin Özsoy, Emre Hüner, Füsun Onur, Griselda Pollock, Marcos Lutyens, Pierre Huyghe, Vilayanur Subramanian Ramachandran, William Kentridge yer alıyor.
Bienal tüm şehirde
Bienaldeki sanat yapıtları ve projeler, 5 Eylül’den itibaren Boğaz hattı boyunca, Karadeniz’den Marmara Denizi’ne ve şehrin iki yakasında 30’un üzerinde farklı mekânda gezilebilecek. Neredeyse İstanbul’un tüm noktalarına yayılacak olan bienal sergilerinin yer alacağı mekânlar arasında Büyükada’daki Splendid Palas ve Troçki Evi’nin, Şişli’deki yeni Hrant Dink Vakfı binasının yanı sıra ARTER, İstanbul Modern, Masumiyet Müzesi, SALT Galata ve Depo gibi sanata ayrılmış alanlar yer alıyor.
14. İstanbul Bienali Uluslararası Dostları ve Hamileri Programı Onursal Başkanlığı’nı Orhan Pamuk üstleniyor
- İstanbul Bienali’nde yer alacak sanatçıların bienal için üretecekleri yeni prodüksiyonlarına kaynak yaratmak amacıyla Uluslararası Dostları ve Hamileri başlıklı bir destek programı başlatıldı. 14. İstanbul Bienali Uluslararası Dostları ve Hamileri programı, geçtiğimiz günlerde açılan Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi’nde bienal “hamileri”nden Nicoletta Fiorucci’nin 14. İstanbul Bienali onuruna düzenlediği ve pek çok sanatçı, küratör ve sanat destekçisinin yanı sıra programın onursal başkanlığını üstlenen Orhan Pamuk’un da katıldığı bir davette tanıtıldı. Orhan Pamuk, yaptığı konuşmasında “Bu bienal kesinlikle biricik olacak, özel olacak. Taşıdığı gizemlerin gün ışığına çıkarılması adına sürprizli bir bienal ve İstanbul bizi beklemekte,”sözleriyle davetlilere İstanbul Bienali’ne gelin çağrısında bulundu. Orhan Pamuk, sanatçı kimliğiyle de İstanbul Bienali katılımcıları arasında yer alacak.
Sanatseverlerin en az üç günde gezebileceği 14. İstanbul Bienali’nde, İstanbul Modern, ARTER, Özel İtalyan Lisesi ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu gibi mekânlar karma sergiye ev sahipliği yaparken, diğer tüm mekânlarda tek sanatçı ya da sanatçı topluluklarının işleri görülebilecek.
Galata-Tophane-Beyoğlu Bölgesindeki Mekânları Yürüyerek Keşfedin
Bienal gezisine, Bankalar Caddesi üzerinde, 19. yüzyılda, Osmanlı Bankası’nın merkez binası olarak Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallauri tarafından tasarlanan ve 2011 yılında restore edilerek yeniden açılan SALT Galata ile İstanbul doğumlu İtalyan mimar Antoine Tedeschi tarafından 1863 yılında Neo-Rönesans stilinde inşa edilen tarihi Sümerbank binası ve yakın zamanda yeniden açılan Vault Karaköy The House Hotel’den başlanabilir.
Kabataş-Kadıköy-Büyükada Rotası
Kadıköy ve Büyükada’da da farklı mekânlar 14. İstanbul Bienali projelerine ev sahipliği yapacak. Kadıköy Yeldeğirmeni’nde yer alan bir sanatçı atölyesi de mekânlardan biri olacak.
Bienal Şişli’den Tarihi Yarımada ve Rumelifeneri’ne Uzanacak
- İstanbul Bienali’nin Şişli bölgesinde iki sergi mekânı olacak: 1903-2004 yılları arasında Anarad Hığutyun Okulu olarak hizmet verdikten sonra yeniden inşa edilerek 2015 yılında açılan Hrant Dink Vakfı ve Agos’un yeni binası ile Agos’un Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in Ocak 2007’de önünde öldürüldüğü, Pangaltı’daki vakfın ve gazetenin eski merkezi Hrant Dink Vakfı ve Agos – Parrhesia Alanı.
Bienalin geçici mekânı Kastellorizo (Meis)
Son olarak, bienalin geçici mekânlarından biri de Türkiye kıyılarından iki kilometre uzaklıkta olan Yunanistan adası Kastellorizo (Meis). Adada 7-13 Eylül 2015 tarihleri arasında Fiorucci Art Trust işbirliğiyle bir proje gerçekleştirilecek.