Gülüyoruz acınacak şu halimize, acı bir tebessüm dudaklarda.
Çoğu zaman etrafta kimseyi bulamıyoruz…
Kendimizi, benliğimizi, sizleri veyahut bizleri
Zorlamayız ve zorbayız aynı zamanda,
Günün getirdiği ile yozlaşmış, götürdüklerine birkaç küfür savurmaktan öteye gidememişiz de farkında değiliz.
O veya bu hangimiz olduğunun önemi yok
İcra ettiğimiz işlere bakacak olursak maalesef onlarda biz gibi zoraki.
Hile ve hurda,sorumsuzluğun damgası olarak duruyor belgelerde.
Sanayileşmiş kentin makineleşmiş insanlarıyız.
Doyumsuz ve riyakarız sosyal yaşantılarımızda
Ona keza; muhabbetlerimizin içi boş çoğumuz iç güveysinden hallice
Mefkuresi gösteriş olmuş bir toplumuz
Sergilediğimiz her neyse ona aldığımız tepkiye göre faaliyet gösteren “genç” beyinlere sahibiz
Çok bilip, yanılıyoruz her seferinde
Birey olarak nerede olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz.
Bu vaziyetimizi eleştiren “aykırı” insan topluluklarının söylemleri de gürültüden başka hiçbir önem arz etmiyor.
Halen gelişmekte olan bir ülkede öğrenmeye aç, okumaya susamış insanların olması gerekirken Pavlov’unu bekleyen güruh olmaktan öteye gidemiyoruz
Hülasa edecek olursak daha kendi özümüzü bulamamışken başkalarının kusurlarını eleştirmekten geri kalmıyoruz.